15 Temmuz günü tüm ülkeyi derinden üzen darbe girişiminin üzerinden günler geçti. Türkiye hala ayakta, millet – hükümet- devlet ilk günkü aşkla demokrasi nöbetine devam ediyor…
FETÖ Paralel terör yapılanmasının darbe kalkışması sert bir şekilde püskürtüldü. Millet, hür iradesine karşı düzenlenen, hür iradesine , özgürlüğümüze set olacak bu şereften uzak kalkışma şükürler olsun başarısılıkla sonuçlandı. 11 Eylül nasıl Afganistanda bir mağarada Usame Bin Ladin tarafından tasarlanmışsa, bu kalkışmada Pensilvanyada bir kasabada FETÖ Terör örgütü Fethullah Gülen tarafından uygulamaya konulmuştur…
PEKİ BU DARBE NEDEN SAHNEYE KONULDU, AMACI NEYDİ?
Aslında bunu bilmek çok ta zor değil. Türkiye Cumhuriyeti, 621 bütün dünyada hüküm süren, dostlarına UMUT, düşmanlarına KORKU salan, dünya tarihinin en uzun süreli imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğunun küllerinden doğmadı mı ? Hasta adamdan 80 milyonluk güçlenen bir devlet olmadı mı? Gün geçtikçe güçlü dünya ekonomisinin arasına girmedi mi? IMF’den borç alan devlet, borç veren hale gelen devlet olmadı mı? Dış ziyaretlerde yabancı siyasetçilerin karşısında ezilen, büzülen başbakanlardan, dik duran, minnet etmeyen, vizyonuyla, liderliğiyle dünyadaki mazlumların umudu haline gelen başbakanlara sahip olan devlet olmadı mı? Dünyanın en büyük hava limanını yapan, en modern köprülere sahip, vermediği para yüzünden cenazesini dahi hastanede alamayan, ekmek, mazot sırasında bekleyen ülke değil miydi? EVET EVET EVET….. Hepsinden önemlisi dik duran bir ülke profili ve her gün daha da ekonomisi güçlenen bir devlet bazılarının işine gelmiyordu…
Ve akla ilk gelen yola başvurdular, kaleyi içten çökertmeye kalktılar..ama şükürler olsun Rabbim buna izin vermedi ve yazdıkları senaryo fiyaskoyla sonuçlandı…
Ortaya çıkan tablo bizlere gösterdiki 40 yıldır yapılanan bu örgüt Türkiye’deki birçok olayında müteahhidiymiş. Olayın şekli o kadar ürkütücü ki bunun dış destekli bir ÜST AKIL tarafından organize edildiği ortada…
Terör Örgütü liderinin dışarda himaye edilmesi, darbeye yakın günlerde bazı generallerin resmi olmayan gizli görüşmelerin ortaya çıkması ve daha birçok olay düşüncelerimizi haklı kılıyor…
Ne yazık ki ülkemizde İç savaş çıkarmak istediler… Bu milletin meclisine saldırdılar…
Darbenin şekline bakıldığında ülkede iç savaş çıkarmak , insanları şu veya bu sebeplerle birbirine kırdırmak ve sonrasında komşu ülkelerde ortaya konulan senaryonun aynısını ülkemizde uygulamaya koymaktı.
Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan’ın gösterdiği liderlik dersi, genel kurmay başkanı ve kuvvet komutanların bu kalkışmada içerisinde olmaması ve en önemlisi her yaştan HALKIN canını düşünmeden vatanı için ortaya koyduğu o şerefli mücadele…
DARBE KALKIŞMASINDAN SONRA KAHTA UYUMADI…
Darbe Kalkışmasından itibaren KAHTA Halkı adeta uyumadı. Genç, yaşlı demeden, siyasi fikrinden uzak herkesimden insan ‘ DEMOKRASİ NÖBETİNE ‘ başladı ve 7 Ağustos pazar gününe kadar devam etti. Demokrasi Nöbeti günlerinde bazı nahoş olaylar, şahsi yelpazeler çokça sallansada, demokrasiden ufak,tefek ödün verilsede herşeye rağmen, KAHTA tek vücut ayaktaydı. Kahta Kaymakamı Ahmet Gazi KAYA başta olmak üzere bütün resmi kurumları, Sivil Toplum Örgütleriyle, Basınıyla ve Onurlu Halkıyla yek vücut olup darbeyi en şiddetli bir şekilde kınamışlardı…
Halk arasındaki bir dedikoduyuda sizlerle paylaşayım; efendim düne kadar Fetullahçı olanlar bugün meydanlarda ellerinde bayraklar en öndeler. İşte görevden uzaklaştırma alanlar, gözaltına alınanların akrabaları neden geliyorlar? Şahsen ben başkaları gibi niyet okuyucu olamam, öyle bir meziyete de sahip değilim. Türkiye çok zor günlerden geçiyor, kolay değil. Beraberinde bizlerde sıkıntılar çekiyoruz. Gelenlerin niyetini bilemem, yalandan mı geliyorlar, korkudan mı geliyorlar, ne için gelirlerse gelsinler, kim olurlarsa olsunlar, eğer cesaretlerini gösterip gelebiliyorlarsa buda katkıdır.. Normalde şunu beklerdim; miting alanına gelen siyasetçilerin anons edilip karşılanmaları gerekirdi ama Kahta’da maalesef bu yapılmadı. Hataları, eksikleri varsa dahi eğer bu memlekete katkısı olmuşsa o değeri almaları gerekir demokratik yaptırımın gereği budur… Bu değer sadece o şahıslara değil o destek veren vatandaşların sayılması ve değer görülmeleridir..
Demokrasinin en önemli savunucuları basın mensupları darbenin önlenmesinde önemli bir görev üstlenmişlerdir. ilk hedefler arasında bulunmalarıda basının ne denli önemli olduğunuda bizlere göstermiş oluyor…
Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmek için darbeye teşebbüs ettiler.
Düşünmek bile ürkütücü! Türkiye Cumhurbaşkanının canına kast ettiler. Masum insanların üzerine bomba yağdırdılar…
Maalesef içimizden birileri tarafından arkadan bıçaklandık. Kendi askerimiz tarafından hemde kendi silahlarımızla öldürüldük!!!
Devletler büyük olaylar, krizler karşısında sergilediği dirayetle güçlü devlet olurlar. Bu kötü tabloyu pozitife çevirmek için herkesin üzerine düşenin fazlasını yapması gerekiyor. Her şerde hayır vardır, inşallah devletimizde yöneticilerimizin yan yana gelmesi, omuz omuza vermesiyle bütün sorunların üstesinden gelecekler ülke insanın özlediği muassır medeniyetler seviyesine getireceklerdir.
Darbe kalkışmasında şehitlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize şifalar diliyorum…
Ezanlarımızı susturan darbeli günlerden, Darbeleri püskürten günlerden, Ezanımızın arşı alaya yükseldiği günlere ulaşmamız temennisiyle saygı ve selamlarımlarımla…
Kemal KUTLU
