10 Ağustos 2014 tarihinde Türkiyeli Halk sandık başına giderek beş yıl kendisini yönetecek Cumhurbaşkanını vekili vasıtasıyla değil direk kendisi seçti. Her zaman yetki verdiği vekili tarafından seçiliyordu, bu görevi kendisi yaptı. Ama şimdi hak ettiği değeri görüyordu kendinde. Kendi Cumhurbaşkanını direk kimseye ihtiyaç duymadan, hür iradesiyle istediğini sandığa taşıyordu.
Ülkemizde ilk defa gerçekleşen bu hareket DEĞİŞİM için ‘’işaret fişeği’’ olmalıdır. Halkın doğrudan tercihini ve teveccühünü alan Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a herkesimin destek olması gerekir.
Eğer evvelinde yaşanan tüm olumsuzlukları bugüne taşırsak geride bırakmazsak, geleceğimizde de sorunları yaşamaya devam ederiz. 10 Ağustos’ta gerçekleşen bu seçim sonrası herkesin yep yeni bembeyaz bir sayfa açması zaruridir.
Türkiye Demokrasisi için, ülkemizin geleceği için önemli bir nitelik taşıyan bu gelişmeyi şansa dönüştürmezsek gerçekten yazık olur. Cumhurbaşkanının kafası rahat olmalı önceliği uzlaşı ve reform olmalıdır. Arkasına bakan, icraatları doğrultusunda hareket eden bir Cumhurbaşkanının başarılı olması, rahat hareket etmesi zorlaşabilir.
Cumhurbaşkanlığının diğer önemli bir kısmı da Türkiye’deki siyasi partilerin durumunu yeniden dizayn edecek olması.
Beklendiği gibi Cumhurbaşkanlığı seçimini oyların %51,7 Recep Tayyip Erdoğan alarak kazandı. Fakat muhalefetin parti temsilcileri, tabii ki bu sonucu kabullenemediler. On dört parti bir araya gelerek çatı adayını belirlerken, kazanma üzerine hesaplar yapmışlardı ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Aldıkları %38 lık oyları alması bütün hesapları alt üst etti. Dolayısıyla meydana gelen bu sonuç beklide bazı parti genel başkanlarını koltuğundan edecek. Ve dolayısıyla Türkiye’nin siyasi arenası yeni simalarla tanışacak.
Bu seçim bir başka noktaya da dikkatleri çekti. O da Kürt kesimin oylarına talip olan Selahattin Demirtaş’ın yaklaşık % 10 oy alması çok önemli idi. On dört partinin adayı %38 oy alırken, tek başına seçime giren Sayın Demirtaş beklentilerin üzerinde oy alıyordu. Bu şuna bağlıyorum, Genel Başkan Selahattin Demirtaş ve mensubu olduğu parti teşkilatı siyasi meydanlara biraz daha yaklaşıyordu. Çözüm sürecindeki gelişmeler akabinde Selahattin Demirtaş’ında 10. Ağustostaki Cumhurbaşkanılığı seçim sürecinde meydanlardaki sevgi dilini kullanması ve sempatik tavırları seçmen tarafından kabul görüldüğünün göstergesiydi.
Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan yetkileri kabil görmesi yeni tartışma getireceğe benziyor. Sahip olduğu yetkileri her defasında kullanacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, Çankaya’ya farklı bir rüzgar estireceğini şimdiden belirtmiş oldu.
12. Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’a başarılar diler meydana gelen demokratik seçimin Türkiyeli Halklara hayırlı olmasını cani gönülden temenni ediyorum.
Kemal Kutlu