Tarih 15 Ağustos yolculuğun adı İstanbul. Adıyaman havaalanından İstanbul’a hareket edeceğim sırada, telefonuma zili öten telefonuma baktığımda, değerli kardeşim Ramazan Kılınç’ın aradığını gördüm. Ne yapıyorsun? Nerdesin deyince mecburen doğrusunu söyledim, yolculuğun adresi İstanbul dedim. 1,5 saat sonra Atatürk Havaalanı’na indiğimde telefonum tekrar çalıyordu ” keke ben alana geldim ama güvenliK kontrolüne takıldım, birazdan yanındayım.” Diyordu….
Malumunuz yakın bir zamanda havaalanına yapılan canlı bomba saldırısı ve 15 Temmuz Kalkışmasından sonra Türkiye’nin heryerinde olduğu gibi Atatürk Havaalanında da sıkı bir güvenlik uygulanıyordu. İstanbul herşeyiyle çok güzel, metropol şehrimiz. O kadar gezilecek, görülecek yerleri varki bunu zamana sığdırmak neredeyse imkansız. Köprüleri, denizi , tarihi yerleri yanı sıra esas güzelliği dostlarla buluşmak , bir araya gelmek ve anıları tazelemek ve yanilerini katmak.
Tabi birçok dostumuzu ziyaret ettik, muhabbet ettik, gezdik, eğlendik… Avrupaya, ortadoğuya ihracat olan Spark Kot Markasının sahibi değerli kardeşim, okul arkadaşım, Ramazan Kılınç bizleri Kahtalıların uğrak yeri olan Çakır Melemen’de kahvaltıda ağırladı. Kahvaltı ve dost meclisinin sıcak sohbetinden sonra, Linke Tekstilin Genel Müdürü değerli kardeşim Hüseyin Erşahin’i ziyaret ettik. Sağolsun değerli zamanlarını ayırdı, tekstilin ekonomideki son günlerdeki durumunu değerlendirme fırsatı bulduk.
İstanbuldaki değerli işadamı SAOS Mont Toptan firmasının sahibi dostum Sabri Karagöz’ün Merterdeki yeni iş yerini ziyaret ettik, ilgi ve alakalarına teşekkürler ediyorum…
Ah şu güzel şehrimizin şu can sıkıcı, hayatı felç eden trafiğide olmasa… Yapacak birşey yok ‘gülü seven , dikenine katlanır’ misali. İnsanlar evlerine giderken yoldaki seyyar satıcılarla ahbap olmuşlar, samimiyet kurmuşlar , neredeyse dost olmuşlar… İstanbul’un iki köprüsü vardı hamdolsun yeni açılan ‘Yavuz Sultan Selim’ asma köprüsü ile inşallah trafik biraz daha rahatlayacak.
İstanbul’da Adıyamanlıların, Kahtalıların nezih mekanı, lezzetin adı Saitoğulları kebapçılık’ın kıymetli patronları Mustafa Işık ve değerli kardeşim Yusuf Işık’a da uğramadan gelmek neredeyse imkansız. İstanbul’a ayak basar basmaz, sağolsunlar ararlar, kendilerine çok teşekkürler ediyorum…
Yakın zamanda tanıştığımız Seyithan İzsiz beyin, daveti üzerine Beylikdüzü’ne gittik. Seyithan bey inşaat sektörüyle uğraşıyor, laf aramızda çok güzel daireler yapıyor. Bizlere gösterdiği sıcak ilgiye buradan teşekkür ediyorum. Delta Deluxe projesini gezerken akıllı evlerin günümüze taşıdığı kolaylıklarıda yerinde görmüş olduk. Bu arada İstanbul’da bulunduğumuz süre içerisinde Kahta Gazeteciler Cemiyeti İstanbul temsilcisi Gazeteci- Yazar kardeşim Gökhan Bayram ve Özel Kahta Park Medikal Tıp Merkezinin sahini Kardeşim Yusuf Bayuk bizlere çok kıymetli zamanlarını ayırdılar kendilerine çok teşekkürler ediyorum….
İstanbul’dan Kahta’ya gelmeyi beklerken Aydın Didim’de yaşayan amcaoğlu Sabri Kartal’ın daveti ( araç tahsisi) üzerine Didim’in önemli işadamlarından amcaoğlu ( pısmam) Mehmet Kartal’ın oğlu Orhan Kartal’ın arabasıyla kendimizi Didim’e gider yolda bulduk.
30 Haziranda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan, İzmir Körfezinin Gerdanlığı Osmangazi Köprüsünüde görme şansımız oldu. Tabi burada birazda muhteşem güzelliği, trafiği kolaylaştırmasının yanında yüksek ücretinede değinmek istiyorum. Aracımız köprüden geçerken geçiş fiyatı 88.75 kuruş yazıyordu. Bence biraz yüksek gerisini geçen vatandaşların takdirine bırakıyorum.
İzmit, Bursa, ( köfteci yusuf unutmayalım) Manisa, İzmir, Aydın ve nihayetinde gece saat 12:45 te Didim’e vardık. Şehrin girişinde çok sevdiğim amcaoğlu Bilal Kutlu’nun oğlu, Kutlu Mutfak – Duş – Pen’in sahibi işadamı Bedir Kutlu bizleri karşıladı.
Orada bulunduğum sürede sağolsun hep yanımızda oldu. Gece meşhur Altınkum Sahilinde bulunan, kirvemiz babanın mekanında yediğimiz kelle paçanın lezzetini tarif etmeyeyim:) Hele denize sıfır mekan, sahibi Adıyamanlıların eniştesi olan seyir cafede’ yaptığımız sabah kahvaltısını hiç anlatmayayım….
İstanbul’a gittiğimden beri yapmak istediğim en önemli şey denize girmekti, başka birşeyi düşünmüyordum. Denize olan özlemim o kadar kabarmıştı ki aklıma çok özlediğim, Didimdeki akrabaları ziyaret etmek bile gelmedi, gerisini siz düşünün…. Didimde bulunan eskimeyen dostum işadamı Osman Daştan’ıda birkaç yıl aradan sonra görmek, sohbet etmek bana iyi geldi. İnşallah bundan sonraki görüşmeyi bu kadar uzatmayız…
Ertesi gün Şahin Perdenin sahibi, Genel Müdürü amcanoğlu Sabri Kartal’ın kahvaltı ikramından sonra yanıma gelen değerli kirvem, dostum Emir Yalçın’ı sizlere biraz anlatayım. Emir kirvem, Kahta’nın Xôrrıs Köyünden, yaklaşık 25 yıldır Didim’de ikamet ediyor. Didimde nereye gitsek tanıdık, sayılan , sevilen , çevresi olan bir şahsiyet. Kaldığım son iki günde birlikte gezdik, denize girdik, muhabbet ettik, bolca yüzdük…. Didim’de bulunan genç işadamları Ziya Kartal, değerli yeğenlerim Zeki ve Orhan Kartal’a da ziyaretleri için sağolsunlar…
Her zaman olduğu üzere kürtçü dükkanına doğru yola çıktık…
Gezide anlatılacak çok yer, çok kişiler var, hepsini bu sayfaya sığdırmak mümkün olmadı. Kısacası büyükler ne demişler; Tebdil-i mekanda ferahlık vardır. Kişi, sürekli yaşamak zorunda kaldığı ortamda kimi zaman bunalır, sıkılır. Günlük yaptığın işler hayatımızı terdüzeleştirir. Bundan dolayı insan yer değiştirince ferahlar, tekrar yaşama sevinci bulur, içinde birikmiş stresi atar, heyecanı artar. Sizlerede tavsiye ederim… Selam ve saygılarımı sunuyorum…
Kemal KUTLU