Hastalığın tanısının tüm dünyada yaygın olarak hastanın yaşı, klinik bulguları, döküntülerin özellikleri ve döküntülerin bölgesel dağılımı ile klinik olarak konulduğunu aktaran Uzmanlar, şöyle konuştular:
“El, ayak ve ağız hastalığı etkenleri enterovirüs genusu içerisinde yer alan coxsackievirus, echovirus ve enteroviruslerdir. Coxsackievirus A16 ve Enterovirus 71 el, ayak ve ağız hastalığı en sık görülen subtipleridir. El, ayak ve ağız hastalığı her yıl özellikle ilkbahar ile sonbahar başı arasında görülmektedir. Hastalığın tanısı tüm dünyada yaygın olarak hastanın yaşı, klinik bulguları, döküntülerin özellikleri ve döküntülerin bölgesel dağılımı ile klinik olarak konulmaktadır. Bununla birlikte beklenenden daha fazla vaka görülmesi veya hastalığın oldukça nadir görülen aseptik menenjit gibi komplikasyonlarından şüphe edilmesi durumunda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de nazofarengeal örnekler, döküntü içerisindeki sıvı ve gayta örneklerinden hastalığın laboratuvar tanısı yapılabilmektedir. Virüs enfekte kişilerin nazofarengeal sekresyonları, veziküler döküntü içerisindeki sıvıda ve gaytada bulunur. Solunum yolu, fekal-oral ve temas ile enfekte kişilerden duyarlı kişilere yayılım gösteren oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle hastalığın ilk haftasında bulaş oranı en yüksektir. Mümkün ise hasta olan kişinin semptomatik dönemde yayılımı önlemek için evinde kalması, duyarlı kişiler ile temas etmemesi önerilmektedir. Duyarlı kişilerin bulaşı önlemek için su ve sabunla sık sık el yıkamaları, sık temas edilen yüzeyleri uygun şekilde dezenfekte etmeleri, temas ile kontamine olan objeleri, oyuncakları uygun şekilde dezenfekte etmeleri, ortak çatal, kaşık kullanımından ve yakın temastan (sarılma, tokalaşma) kaçınmaları gerekmektedir”
El, ayak ve ağız hastalığından korunmada etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış bir aşının olmadığını ifade eden Uzmanlar, “Tedavisi için özel bir ilaçta bulunmamaktadır. Çoğunlukla hastalığın hafif semptomlar ile seyretmesi ve kendi kendine düzelmesi gözlenmektedir. Bununla birlikte gereken hastalarda, mevcut semptomları hafifletmek için ağrı kesici ve ateş düşürücülerin kullanımı, boğaz ağrısını azaltmak için gargara ve spreylerin kullanımı önerilmektedir. Yeterli sıvı ve beslenme desteği alamayan çocuklarda gerekli sıvı ve beslenme desteği yapılmalıdır. Çin, Japonya, Malezya ve Tayvan gibi uzak doğu ülkelerinde hastalık endemik (vaka insidansı 10 her 10 000 kişi için) olarak görülmektedir. Ve bu ülkelerde Dünya Sağlık Örgütü zorunlu vaka bildirim prosedürü uygulamaktadır. Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de hastalık özellikle ilkbahar ile sonbahar başı arasında görülmekte, vaka insidansı 10 000 de 1’in altında gerçekleşmektedir. Ülkemizde diğer Avrupa ülkeleri gibi hastalığın endemik görüldüğü ülkeler kapsamında değildir ve aktif vaka bildirimi yapılmamaktadır. Bununla birlikte ülkemizde geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında, bu yılki mevsimsel geçiş döneminde bazı bölgelerde vaka artışları gözlenmektedir. Belirgin vaka artışı bildirilen Antalya ilimizde Sağlık Bakanlığı 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren hastalık bildirimini takibe almış, bu mevsimsel dönemde beklendiği üzere vaka insidansını 10 000 de 1’in altında olarak tespit etmiştir. Antalya ilinden seçilen 25 vakanın klinik örnekleri moleküler tanımlama için değerlendirildi ve 18 hastada moleküler yöntemler ile virüs varlığı tespit edildi. İleri hücre kültürü ve subtip tanımlaması ile 16 hastada Coxsackievirus A6 iki hastada Echovirus 25 subtipleri tespit edildi.”diye konuştular.