Bekiroğlu buraya KİMDER’İN davetlisi olarak geldiğini ve büyük bir kalabalık gördüğü için çok mutlu olduğunu dile getirerek, KİMDER Başkanı ve yönetim kurulu üyelerine, ev sahipliği yapan, ağırlayan Gençlik Merkezi Müdürü M.Nebi Bulut’a, Gençlik spor İlçe Müdürü Mustafa Çiçek’e, Ebu Sadık İmam Hatip Lisesi okul Müdürü Mehmet Doğan ve konferansa yoğun ilgi gösteren gençlere teşekkür ederek sözlerine başladı.
‘’Sevgili gençler İmam Hatip meselesi neden önemli?” diyen Bekiroğlu, şunları dile getirdi:
“Bunu ben size birkaç maddede anlatmaya çalışacağım. Medyada İmam hatip meselesini çokça duyuyorsunuzdur. Çoğunluklada asılsız haberlerle anılıyor, abartılı ifdeler kullanılıyor. Sanki İmam Hatip meselesi bir öcüymüş gibi gösteriliyor. Çoğu zaman da maalesef medyadan en bilinçli olanlarımız bile etkileniyoruz. Bütün Türkiye’yi gezen, İmam Hatiplerle bir araya gelen bir abiniz olarak size fotoğrafın bir özetini, aslını anlatacağım. Bize gösterilen tabloyu değil aslını anlatacağım. İmam Hatip konusuyla ilgili medyada konuşulan birçok şey maalesef saptırma. En basitinden İmam Hatiplerin Türkiye’de oranı yüzde 14 olmasına rağmen öyle bir abartılıyor ki dağ taş İmam Hatip olmuş, bütün Türkiye İmam Hatip olmuş. Oysa 28 şubatta bu oran zaten yüzde 10’du. Bakın %4’lük bir artıştan bile korkan ve bunu saptıran insanlar var. Biz de bundan etkileniyoruz.
yüzde 14’lük bir kitleden bahsediyoruz. Niye bu kitle bu kadar çok konuşuluyor. Niye yüzde 86 konuşulmuyor da yüzde 14 bu kadar konuşuluyor? Tam da işin püf noktası bu arkadaşlar.
-“İMAM HATİPLERDEN RAHATSIZ OLUYORLAR”
Çünkü İmam Hatip meselesi demek bizim kendi köklerimize, kendi aslımıza dönme meselesi demek arkadaşlar. İmam hatip davası demek bizim başkası olmak değil kendimiz olmak demektir. Batı gibi olmak değil kendimiz gibi olmak demektir. İmam Hatip davası demek bu topraklara, bu ülkeye, İslam dünyasına ve aslında bütün insanlığa sahip çıkmak demek. Bütün insanlığın değerini taşımak demek. İmam hatip davası demek bu dünyaya yeni bir söz söylemek demek. İşte tam da bundan rahatsız oluyorlar. Kendi düşüncelerinin, kendi hareketlerinin, kendi sözlerinin körü körüne taklit edilmesini istiyorlar.
Biz köklerimize döndükçe, köklerimizden güç alarak bugünün şartlarını gelişmelerini hesaplayarak ama kendi köklerimizden, medeniyetimizden güç alarak yeni bir şeyler yapmak isteyince, ortaya yeni bir söz söylemeye çalıştıkça birileri bundan rahatsız oluyor. Bunu anlamanızı istiyorum arkadaşlar. O yüzden %14’lük İmam Hatip kitlesi abartılarak yüzde 50-60’mış gibi bir algı oluşturuluyor ve bu ülkenin %86’lık diğer gençlerimiz (onlar da bizim gençlerimiz, bizim kardeşlerimiz) konuşulmuyor, Türkiye’nin eğitim sistemi konuşulmuyor varsa yoksa İmam Hatip meselesi konuşuluyor. Çünkü iyi biliyorlar, buralarda yetişen insanlar Allah’ın izniyle körü körüne bir düşüncenin ardından gitmezler. Körü körüne Batı’yı taklit etmezler. Varsa Batı’nın iyi bir şeyini alırlar. Körü körüne bir kişinin de ardından gitmezler. Çünkü İmam Hatipliler, düşünen, soru soran ve sorgulayan kişi demektir. Siz kıymetli gençlerden ricam, düşünce tarafınızı, duygu tarafınızı, bilgi tarafınızı ve o bilgiye Hikmetle bakma tarafınızı güçlendirin. Bilgiye daha derin, daha çok boyutlu ve bizim inançlarımıza geleneğimize göre bakmak gerekir. Bunu yaptığınızda en önemli ayırt edici özelliğiniz ortaya çıkar. Bunları gerçekleştiren bir İmam Hatip Kahta’nın rengini değiştirir. Kahta’nın rengi değişirse Adıyaman’ın, Doğunun, Güneydoğunun Türkiye’nin İslam dünyasının ve dünyanın rengi değişir.’’