Gurbetelli YALÇIN/Furkan KARATAŞ – BHA
Kapalı Maraş’ın yeniden halka açılmasıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası anlamda tanınması ve bu bölgenin yeniden kalkınması ile ilgili süreç de merak konusu oldu. Döneminin popüler turizm bölgelerinden biri olan Kapalı Maraş’ın son durumu ve KKTC’nin uluslararası açıdan tanınması süreciyle ilgili sorularımızı Av. Prof. Dr. Necdet Basa cevapladı.
‘’BM Kararları Çifte Standart Oluşturuyordu’’
Kapalı Maraş’ı anlamak için öncelikle Kıbrıs’ın tarihi sürecini bilmemiz gerektiğini belirten Necdet Basa, Kıbrıs Adası’nın 1959 yılında Zürih Anlaşması ile Rum kesimiyle bir ortaklık devleti çatısı altında yönetildiğini belirtirken 1963’te bu anlaşmanın bozulduğunu ve Rum kesimiyle başlayan uzun çatışma dönemine girildiğinin altını çizdi.
Bu süreçte özellikle Türk kesimine yönelik büyük katliamlara da işaret eden Basa, açıklamasında şunları söyledi:
‘‘1959’da Zürih Anlaşmalarıyla bir ortaklık devleti kurulmuştu ve bu ortaklık devleti 1963’e kadar devam edebildi. Ondan sonra o bilinen çok üzücü, can sıkıcı , insanlık ile alakası olmayan, insan hak ve özgürlüklerinin tamamen çiğnendiği katliamlar yaşandı ve 1963 ortaklık devleti dağıldı. Rum kesimi dağıttı bu ortaklık devletini. Ondan sonra o bölgede 1974’e kadar geçen bir süreç var. Yine katliamlarla dolu. Kıbrıs Türkünün gözyaşlarıyla ıslanan bir süreç. Daha sonraları ise 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. Bu süreç içerisinde BM konseyinin kararları var. Ne yazık ki bunların bir çoğunun çifte standart teşkil edecek, Rum yanlısı uygulamalara zemin oluşturacak nitelikte kararlar olduğunu ifade etmek lazım. Kapalı Maraş’ta 1974 Barış Harekatı’yla bütün bu katliamlara dur demiştir Türkiye. Ancak uluslararası camiada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hala tanınmadı. Bir tek Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyor. Şu anda sadece Türkiye’nin tanıdığı bir devletten söz ediyoruz. Yani Türkiye’nin Kıbrıs’tan vazgeçmesi mümkün değildir.’’
‘’Egemen Eşit İki Devlet’’
Necdet Basa, Kıbrıs’la ilgili uluslararası görüşmelerin uzunca bir süre federasyon devletler şeklinde olduğunu söylerken özellikle Türkiye’nin de önemli adımlarıyla bu federasyon görüşmelerinin son bulduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da 77’inci BM Genel Kurulu sırasında KKTC’nin tanınması çağrısıyla uluslararası anlamda en önemli adımın atıldığının altını çizen Basa, ‘’Uzun yıllar federasyon görüşmeleri yapıldı. Tek devlet Kıbrıs Cumhuriyeti. Tek devlet iki bölge, ama tek devlet. Federasyon artık Türk tarafının kabul edilebileceği bir çözüm değil. En son İsveç’te Federasyon görüşmeleri gerçekleşti. Rum tarafı masayı devirdi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk tarafının pozisyonunu ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da BM’nin 77’inci Genel Kurulu toplantısında KKTC’nin tanınması çağrısında bulundu. Sayın Cumhurbaşkanının uluslararası camiaya KKTC’nin tanınması çağrısı yerinde ve doğru bir adımdı. Sayın Cumhurbaşkanı daha sonraki görüşmelerde de egemen eşit iki devletten söz etti. Bu ‘egemen uluslararası eşit iki devletin ancak arasındaki işbirliği konuşulabilir’ dedi.’’ ifadelerini kullandı.
‘’Erdoğan, Egemen Eşit İki Devlet Dedi; Son Söz Budur’’
Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Adası’nın ekonomisine olan katkılarından da bahseden Basa, kendi döneminde bölgenin Kıbrıs ekonomisinin neredeyse yüzde 10’unu karşıladığını açıkladı. Bu noktada Kapalı Maraş’ın yeniden KKTC ekonomisine kazandırılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini aktaran Necdet Basa, bu konunun Kapalı Maraş’la ilgili ana hedef olduğunu da belirtti.
Son olarak Kıbrıs’la ilgili son sözü kimin söylediği sorumuza ise Basa, ‘’Kıbrıs’ta son sözden bir önceki söz Kapalı Maraş’ın açılması suretiyle söylendi. Ondan sora son sözü ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77. BM Toplantısı’nda söyledi. Ne dedi? Egemen uluslararası eşit iki devlet arasında müzakere olabilir dedi. Son söz budur.’’
Necdet Basa Kimdir?
Av. Prof. Necdet Basa, 5 Mayıs 1950’de Rize’nin Ardeşen ilçesinde doğdu. 1971 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Basa, Almanya’da Çalışma Ataşeliği ve Bonn Büyükelçiliği’nde Çalışma Müşavirliği görevlerinde bulunmuş, Köln Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmıştır. Daha sonraları ise 13 Eylül 1991 – 29 Ocak 1992 tarihleri arasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşarlığı görevini yürütmüştür ve 1991 yılında Başbakan Mesut Yılmaz’ın başdanışmanlığını yapmıştır.
Basa, aktif olarak Uluslararası Kıbrıs Üniversite’sinde akademisyenlik görevi yapmakta ve Kıbrıs üzerinde araştırmaları yürütmektedir. 1996 – 1997 yıllarında TBMM Genel Sekreterliği görevini yürütmüştür. 1996’dan 2000 yılına kadar YÖK üyeliği yapmıştır.