“İklim değişikliği sadece sıcak hava dalgası, kuraklık, sel ve kasırgalara neden olmakla kalmıyor; afetlerin sıklığını, yoğunluğunu ve büyüklüğünü de artırıyor. Sonuç olarak iklim değişikliğinin etkisiyle ortaya çıkan hidro-meteorolojik afetler; yani su kaynaklı afetler can kayıplarımızın artmasına, doğamızda onarılamaz zararlara ve çok büyük ekonomik kayıplara neden oluyorlar. İklim değişikliğinden kaynaklanan yağış rejimlerindeki değişikliklere bağlı olarak sel, su baskınları ve taşkınların giderek artan bir grafik gösterdiğini görüyoruz.
Bilim insanlarının yaptığı çalışmalarda Türkiye’de sel afetlerinden önce yapılacak 1 birimlik harcamanın afet sonrasındaki 15 birimlik bir harcamaya karşılık geldiğini ifade eden İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Hatta bu oran, yoğun sel ve taşkın afetlerinin yaşandığı Karadeniz bölgemizde 48 birime kadar çıkmakta. İşte bugün; tam da bu verilerin ışığında Zat-ı Devletlerinizin huzurunda İçişleri Bakanlığımız ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında ‘Risk Azaltma Faaliyetleri Kapsamında Dere Islahı Çalışmalarına Dair İş Birliği Protokolü’nü imzalayacağız.
Bu protokol ile sel, su ve taşkın öncesinde risk azaltma, sel ve taşkın sırasında müdahale ve sonrasındaki iyileştirme çalışmalarında kullanılmak amacıyla, AFAD envanterinde bulunan iş makineleri DSİ’nin kullanımına verilecek. Yerli ve milli üretim olan ekskavatörlerimizle öncelikle Karadeniz bölgemizde, sel ve taşkınların yoğun olarak yaşandığı 13 ilimizde risk azaltma çalışmalarına başlayacağız. Böylece; derelerimizdeki temizlik ve ıslah çalışmalarına hız vererek, sel ve taşkın risklerini de azaltmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı olarak 16 Nisan 2024 tarihinde “Hidro-Meteorolojik Afet ve Acil Durumlara İlişkin Hazırlık Çalışmalarını” kapsayan genelgeyi 81 il valiliğine gönderdiklerini belirten İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, “Birincil amacımız; bu tür afetlerde oluşabilecek can ve mal kayıplarını önlemek. Ayrıca yeni kurulan İklim Kaynaklı Afet Risklerini Azaltma Daire Başkanlığımızın koordinasyonunda; Valiliklerimiz, İl AFAD Müdürlüklerimiz ve DSİ ile birlikte sel ve su taşkını afetlerine yönelik risk azaltma faaliyetlerini sürdürüyor; dere yatakları üzerindeki yerleşim yerlerinde, farkındalık ve erken uyarı sistemiyle ilgili eğitim faaliyetlerimizi yürütüyoruz.
Mayıs ayından itibarense, Karadeniz bölgemizden başlayarak sel ve taşkın riski taşıyan derelerimizde temizlik ve ıslah çalışmalarımıza başlıyoruz. Başta DSİ olmak üzere, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ve İklim Değişikliği Başkanlığı gibi paydaşlarımızla, iklim kaynaklı afetlere yönelik iş birliği içinde çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya’nın ardından Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan konuştu. AFAD Başkanlığı ve DSİ iş birliği ile sel ve taşkın risklerinin azaltılması yönünde kritik bir adım daha atıldığını kaydeden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Devletimizin ilgili kurumlarının sel taşkın afeti öncesi anı ve sonrasına müdahale noktasında lojistik ve teknik kapasitesini bu vesileyle güçlendiriyoruz. AFAD envanterinde bulunan 111 adet iş makinasının DSİ’nin kullanımına verilmesini kapsayan protokol her iki kurumumuzun etkinliğini artıracaktır.
Bugün ilk etapta 31 adet iş makinasının devir teslimini gerçekleştiriyoruz. Bu iş makinalarının da hizmete girmesiyle birlikte DSİ’deki ekskavatör sayısı 816’ya ulaşacak. Yerli ve milli üretim olan ekskavatörlerimiz özellikle sel ve heyelan riski yüksek bölgelerimizde görev yapacak.” dedi.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
“Karadeniz bölgemizdeki 13 ilimizde risk azaltma faaliyetlerine süratle başlıyoruz. Böylelikle öncelikle senelerce yaşadığımız sel, taşkın ve heyelan afetlerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Derelerimizdeki temizlik ve ıslah çalışmalarına hız vermek suretiyle yoğun yağış dönemi başlamadan gerekli tedbirleri hayata geçireceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi depremler, seller, heyelanlar, yangınlar gibi tabiat olaylarının önüne geçemeyiz. Fakat bunların yol açacağı zararları en aza indirmek bizlerin elindedir. Bizim inancımızda tedbir tevekküle mâni değildir. Hangi meselede olursa olsun görevimiz önce her türlü önlemi bihakkın almak, ardından da Rabbimizin takdirine teslim olmaktır.
Tedbirsiz tevekkül samimiyetin değil cehaletin alametidir. Hz. Mevlâna bu hakikati, ‘Akıl sonradan ah çekmek için değil, düşünüp tedbir almak içindir’ diyerek ifade etmiştir. Bugünkü imza töreniyle özellikle yağış mevsimi çalmadan kapımızı, riski en yüksek yerlerden başlayarak, devlet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Protokol sayesinde kullanıma sunulan yeni iş makinalarımızın da yardımıyla 2024 yılını daha sorunsuz, sıkıntısız inşallah can ve mal kaybı yaşamadan atlatacağımıza inanıyorum. AFAD ve DSİ’ye çalışmalarında şimdiden kolaylıklar diliyorum.”