Toprak, su ve biyolojik çeşitliliğin asla kaybedilmemesi gereken yaşam kaynaklarımız olduğunu belirten TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer; “ gıdanın, suyun , iklim değişikliğinin bu kadar gündemde olduğu bir dönemde kaybedilecek bir karış tarım toprağımız bile yoktur” dedi.
Uruş da maden olmaz !
Özer’in açıklaması şöyle;
“Uruş ve çevresinde etkilenen köyler, sırtını Köroğlu Dağlarına yaslamış müthiş coğrafya, bir cennet…
Kızılcahamam’dan Sakarya’ya uzanan Kirmir Çayı, Köroğlu Dağlarından süzülüp gelen Süvari Çayı’nın çevrelediği bir plato.
Karadeniz iklimden karasala geçişin yeri. Biyolojik zenginliğin yaban hayatının merkezi. Çok sayıda Tabiat Parkı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nın yanı başında.
UNESCO adayı Beypazarı ile İç Anadolu’nun tek Sakin Şehri (Citta Slow) Güdül’ün tam ortasında.
Bölgenin %80 ‘nin de tarım yapılıyor. 5 bin yıldır buğday, arpa, nohut yetiştiriliyor. Üzüm bağları, sebzeler, bostanlar, şimdi olmasa bile geçmişte en kaliteli pirinç yetiştirilen yerler…
Tarım Orman Bakanlığı’nın arazi toplulaştırması yaparak, tarımın çok önemli bir sorununa çözüm bulduğu çok az yerden birisi…
2018 yıllarında inşaatına başlanan iki adet sulama amaçlı gölet bitmek üzere.
Tarım alanları dışında kalan alanlar binbir çiçekli Anadolu meraları…
Proje etki alanında 5 bin büyükbaş, 15 bin küçükbaş ile hayvancılık yapılıyor.
Geleneksel köy yaşamı, kültürü ile kırsal turizm potansiyelinin çok yüksek olduğu bir yer.
Proje sahasının hemen yanında arkeolojik SİT alanları var.
Bu kadar zenginlik, kültür sıradan bir madencilik faaliyeti için yok edilemez.
Bu toprakların üzeri bütün canlılar için altından çok daha kıymetlidir.”