enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adıyaman
Yağmurlu
11°C
Adıyaman
11°C
Yağmurlu
Pazar Çok Bulutlu
5°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
7°C
Salı Açık
9°C
Çarşamba Çok Bulutlu
9°C

Özel, Sandığa Bekliyoruz, Erken Seçim İstiyoruz

Özel, Sandığa Bekliyoruz, Erken Seçim İstiyoruz
REKLAM ALANI
19.11.2024
0
A+
A-

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, geçen hafta 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle diyabet hastası çocuklarla bir araya geldiğini anlattı.

Türkiye’de 30 bin diyabetli çocuk olduğunu belirten Özel, “Onlar doğru miktarda insülin kullanabilmek için günde 7-8 kez parmaklarını iğneyle delip, kanlarını damlatıp ölçüm yapmak durumunda kalıyorlar. Oysa dünya bu acıyı, eziyeti çoktan geride bıraktı. Aslında Türkiye’de de parası olanlar geride bıraktı ama maalesef bu yöntemi kullanmak zorunda olan 30 bin diyabet hastası var.” diye konuştu.

Diyabetli kişinin koluna takılan sensör üzerinden şeker ölçümlerinin yapılabildiği sisteme işaret eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Annenin, babanın cep telefonuna şeker ölçümleri gidiyor. Anne-baba, 3 yaşındaki evladının, 7 yaşındaki kızının, 10 yaşındaki oğlunun sabah 08.00’de parmağını delip, onun canını yakıp, onu ağlatıp kan şekerini ölçme derdinden kurtuluyor. Bunu Avrupa Birliği’nde ödemeyen devlet yok. Gelişmiş, gelişmekte olan ülkelerde bunu ödemeyen devlet neredeyse yok. Ama biz her şeye para buluyoruz, bu evlatlarımıza para bulamıyoruz. Yıllardır bunu söylüyoruz. Sözler alınıyor. ‘Seneye kadar halledeceğiz. Bu yaz geçsin halledeceğiz…’ Yine olumsuz konuşan yok ama ilerleme de yok. Biz bu acıyı yüreğimizde hissediyoruz. Evlatlarımızın acısını bu Meclis dindirmelidir.”

– “O yazıyı yazmak muhalefetin işi değil”Özgür Özel, Rize’nin Çayeli ilçesinde meydana gelen heyelanda hayatını kaybeden vatandaşın ailesine başsağlığı dileyerek, ildeki heyelan tehlikesine karşı önlem alınmasını istedi.

Meclisin gündeminde yer alan bazı kanun tekliflerine yönelik partisinin gerçekleştirdiği eylemleri anlatan Özel, son olarak “casusluk” düzenlemesinin Genel Kurulda kabul edilmemesi için geçen hafta “kırmızı alarm” ilan ettiğini anımsattı. Buna ilişkin hükmün, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen düzenlemeden çıkarıldığını hatırlatan Özel, bu nedenle partisinin milletvekillerine teşekkür etti.

Söz konusu düzenlemeyi eleştiren Özel, şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi derler ki, ‘CHP yazsın, getirsin o zaman.’ O yazıyı yazmak, muhalefetin işi değil. Biz iktidara bütün eleştirilerimizi, uyarılarımızı yaptık. Taslağı hazırlasınlar. Ajana, ‘ajan’ desinler. ‘Efendim üçüncü ülke Türkiye üzerinden bombayla bir başka ülkeye gidecek. Yakalayınca sadece patlayıcı maddeden ceza veriyoruz.’ Yazın oraya ne yapacaksınız? Ama MİT’in istediği veya devletin güvenlik güçlerinin istediği; öğrenciyi, öğretmeni, öğretim görevlisini, siyasetçiyi, gazeteciyi tehdit etmeyen, kısıtlamayan, ‘ajan’ demeyecek; sadece bu durumu tanımlayacak, maddeyi yazacak akıl, beceri, erdem, lügat bu ülkenin bürokrasisinde var. Yazsınlar, alın getirin. Oturmaya, konuşmaya, düzeltmeye en uygun hale getirmeye biz varız. Ama sakın ha sakın, geçen haftakine benzer bir metnin orasını burasını değiştirip aynı niyetle gelmeyin. Kırmızı alarm kalkmadı, sadece sarıya çevirdik. Gerektiğinde yeniden ilan ederiz. Aynı mücadeleyi tekrar veririz.”

– “Belediyeyi bir vekil yönetecekse o vekil meclisten çıkmalı”

CHP Genel Başkanı Özel, dün İstanbul’un Esenyurt ilçesinde olduğunu belirterek, partisinin Merkez Yönetim Kurulunun (MYK), tarihinde sadece 3 kez bir ilçe başkanlığında toplandığına dikkati çekti. İlk kez Soma İlçe Başkanlığında, ikinci ve üçüncü MYK toplantılarının ise Esenyurt İlçe Başkanlığında yapıldığını söyleyen Özel, Ahmet Özer’in, Esenyurt Belediye Başkanlığından uzaklaştırılması ve yerine görevlendirme yapılması sürecine ilişkin bilgi verdi.

Özer’in, Esenyurt Belediye Başkanlığını yüzde 51 oyla kazandığını anlatan Özel, “Bugün Esenyurt’ta yapılan farklı kamuoyu araştırmalarında, kayyum dememek lazım; hukuki bir terim, işgale yüzde 81’le itiraz ediliyor. Esenyurt’un yarısı Ahmet Özer’e oy vermiş, diğer yarısı vermemiş. Öbür yarısının da içinde olduğu 5 kişiden 4’ü, ‘Yanlış yapıyorlar, böyle olmaz. Ben Ahmet Özer’e oy vermedim bu saatten sonra bu adamın hakkını yiyorlar.’ diyor. Hodri meydan, koyalım Esenyurt’a sandığı; doğru mu değil mi? Yüzde 80-90’la Esenyurt, Ahmet Özer’in arkasında değilse biz hiçbir şey bilmiyoruz.” diye konuştu.

Esenyurt Belediye Meclisinin görevine başladığını anımsatan Özel, “Ahmet Özer çıkana kadar o belediyeyi bir vekil yönetecekse o vekilin o meclisin içinden çıkması lazım. Esenyurt’ta yapılacak ilk seçimde demokrasi tokadını alnınızın ortasına yiyeceksiniz.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Tüm sanatçılarımızı Esenyurt’a bekliyoruz”

Özgür Özel, Esenyurt’ta nöbete devam edeceklerini bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bundan sonra her iki günden birinde Türkiye’nin herhangi şehrinden bir ilimizin bütün seçilmişleri, il başkanı, il yönetimi, ilçe başkanları, ilçe yöneticileri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleriyle birlikte Esenyurt’ta günlük nöbeti tutacak; Esenyurt halkıyla o şehrin dayanışmasını Esenyurt’a sonuna kadar hissettirecek. İki günden birinde bu varken, diğerinde de tüm siyasi görüşlerden siyasileri, çünkü hangi partiden olduğunun bir önemi yok, mesele milletin seçtiğine devletin başındakilerin saygı göstermeyi bırakması; buna direnmek için tüm siyasi partilerle birlikte olacağız.

Ayrıca sanatçılarımız, bu ülkede düşünen, karikatür çizen, kitap yazan, köşe yazan, şarkı besteleyen, resim yapan herkes bize, dayanışma için gelmek istedi. O hengamenin içine onları davet etmemiştik; şimdi Esenyurt’a tüm sanatçılarımızı, yazarlarımızı, gazetecileri, düşün insanlarını bekliyoruz.”

24 Kasım’da, partisinin 81 il başkanının Esenyurt’ta olacağını ve CHP İl Başkanları Toplantısı’nı burada yapacaklarını anlatan Özel, Esenyurt’un 43 mahallesinde il başkanlarının vatandaşlarla bir araya geleceğini bildirdi.

Özel, “Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in, bir pazar yerini, köylüler ve pazarcıların kullanmasını istediğini ancak söz konusu yerin mafyaya verildiğini” de ileri sürdü. Erdem’in makam odasında sözlü saldırı ve fiili taarruza maruz kaldığını savunan Özel, “Buradan Tahsin Erdem’in şahsında, 414 belediye başkanımıza diyoruz ki bu milletin hakkını savunmak için çeteye, mafyaya, her türlü kirli ilişkiye karşı siz böyle dimdik ayakta durun, Atatürk’ün partisi dimdik arkanızdadır.” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Mustafa Kemal’in askerlerine, onun teğmenlerine sahip çıkmak, bu milletin askerlik kadar kutsal vatan borcudur, millet borcudur.” dedi.

Özel, CHP TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğu dönemde “yenidoğan çetesi” olayının yaşandığını, mart ve nisan aylarında gözaltına alma işlemleri yapılmasına rağmen soruşturmada adı geçen hastanelere çocukların yatırılmaya devam edildiğini savundu.

Partisinin milletvekillerinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün Bakan Memişoğlu’na, bebek patiği, zıbını, emziği ve yastıklarıyla tepki gösterdiğini hatırlatan Özel, “Arkadaşlarımız onun gözüne baktılar, istifaya çağırdılar. Konuşmasında orayı terk ettiler. O istifa edilecek, o hesap verilecek. O güne kadar da kimse bunların yüzüne bakmayacak. Bu iktidarın uygulamaları ne yenidoğana ne Narin’e ne kadına ne surdan atılan kardeşlerimize ne sokaktaki canlara ne yoksullara ne gençlere, hiç kimseye iyi gelmemektedir. Bu iktidarın gitmesi, Türkiye’nin yüzünün gülmesinin tek şartıdır, ön şartıdır.” ifadesini kullandı.

Özgür Özel, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamalarına ilişkin şunları söyledi:

“Hafta sonu yalanlarla, iftiralarla, tarihi eğip bükerek, laiklik ilkesi üzerinden Cumhuriyet’e, kurucu kadrolara, bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saldırmıştır. ‘Vay efendim o dönem camiler kapatılmış, ahıra çevrilmiş.’ AK Parti’nin 22 yıllık kutuplaşma siyasetinde uydurduğu, kullandığı ne kadar yalan varsa, hepsini birden bir cümlede kullanıp, ‘Aman bir gerginlik, bir kavga çıkarayım, arkam boşaldı, bizimkiler de beni eleştiriyor, arkamı toplatayım, CHP’ye karşı durunca bana sahip çıksınlar.’ diye aklınca uyanıklık, şeytanlık yapıyor. Bu safsatalara verilecek yanıtların hepsi verildi, verilmeyecek yanıt yok. Bir tek şeyi bilsin, ‘Laiklik din düşmanlığıymış da yok camiler ahır olmuş da.’ Eğer o Anayasa’yı yapanlar, bu ülkeyi kuranlar, başta Gazi Mustafa Kemal olmasaydı, o camilerde şimdi ezan okunmuyordu.”

– “Biz cami kapatmadık”

CHP lideri Özel, Bakan Tekin’in konuşmasında geçen dönemde camilerin ahır yapılmadığını belirterek şunları ifade etti:

“Köyde cemaat yokken, cepheye, camileri, ezanı, bayrağı, milleti kurtarmak için giden, cephaneler akşam ıslanmasın, cephede tutukluk yapmasın diye camide barındırılan mühimmatın etrafındaki samanları söyleyerek ‘Camileri ahır yaptılar.’ diyen, o samanın üzerindeki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cephesine yetiştirilen mermilerin ne kadar kutsal olduğunu görmeyen, bu utanç yalanını atana diyorum ki biz cami kapatmadık. Cami kapatmanın bir günahı varsa, bu senin yaptığın çocukları aç bırakmanın, hasta etmenin bin günahı var, milyon günahı var.”

Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’nde kamuoyuna yansıyan görüntülerle ilgili devam eden sürece değinen Özel, “Bu törende teğmenlere ilk önce hiçbir şey olmadı. Sonra o Hizbullahçı kafa ve AK Parti’ye sirayet etmiş çeşitli uzuvları harekete geçtiler. Tayyip Erdoğan, 8 gün önce elini sıktığı, selamını aldığı, hatırını sorduğu, şakalaştığı, madalyasını taktığı, hediyesini verdiği o birinci olan kadın teğmenimiz başta olmak üzere döndü, hepsine saldırmaya başladı.” diye konuştu.

Teğmenlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz.” demesinin, bu durumu oluşturduğunu belirten Özel, “Bu askerler, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz.’ demeyecek de ‘Trikopis’in askerleriyiz.’ mi diyecekti? Bu mesele, 28 Şubat’lık mesele değildir.” dedi.

“Mustafa Kemal’in askerlerine, onun teğmenlerine sahip çıkmak, bu milletin askerlik kadar kutsal vatan borcudur, millet borcudur.” ifadesini kullanan Özgür Özel, Mustafa Kemal’in askerlerinden bu millete hiçbir zaman zarar gelmediğini ve gelmeyeceğini söyledi. Özel, “Fetullah Gülen’in askerleri bu ülkeye ne yaptı, 15 Temmuz günü gördük. Sadece alnı secdeye değiyor diye birtakım cemaatlerin önünü açıp, liyakate değil sadakate bakanlar, bu ülkeye felaketi yaşattılar.

Seneye, 2 seneye, 3 seneye iktidar olunca, böyle haksızlıkla atılan kim varsa onu biz geri alırız ama bu arada geçen süre, meslekte onlara çok şey kaybettirir, devrelerinin çok gerisine düşerler. Yoksa şunu söyleyeyim; Recep Tayyip Erdoğan, atma, yapma, kul hakkına girme. Ama girersen, günü geldiğinde şu yemin törenini göreceksin. O kararı verenler, o karara sessiz kalanlarla atılan teğmenlere hep beraber kılıç töreni yaptıracağız. Sonra o karara sessiz kalanların hepsini emekliye yollayacağız. dedi.

– “Biz bu teğmenlere sahip çıkacağız”

Söz konusu teğmenlerin yemin ederken kötü bir niyetleri olmadığını savunan Özel, “Ama bir fırsatçı ordusu var ki Mustafa Kemal’in ordusuna geçmişte Fetullah Gülen’in ordusunu enjekte eden zihniyet, şimdi Mustafa Kemal’in teğmenlerini alıp, yine yerine hastalıklı hücreler yerleştirmek istiyor. Bu disiplin kurulu, sarıklı amirali aylarca bekletip, emekliliğe kaçırtıp, bütün haklarını almasına, ceza almadan kurtulmasına sebebiyet veren disiplin kuruludur. Biz bu teğmenlere sahip çıkacağız. O kararı verenler, o karara sessiz kalanlarla, atılan teğmenlere hep beraber kılıç töreni yaptıracağız. O karara sessiz kalanların hepsini emekliye yollayacağız.” diye konuştu.

Özgür Özel, 2025 yılı asgari ücretinin, hükümet tarafından hedeflenen enflasyona göre artırılmak istenildiğini ancak bu durumu kabul etmediklerini söyledi.

CHP olarak asgari ücret ve buna yönelik desteklere ilişkin önerilerini paylaşan Özel, şunları kaydetti:

“Asgari ücret 30 bin lira olmalıdır. Asgari ücret artışından küçük esnaf ve KOBİ mutlaka korunmalıdır. Sosyal güvenlik mevzuatına hakim arkadaşlar sıkı bir çalışma yaptılar, teklifimizi sunacağız. Bir kere, mevcut asgari ücret desteğinin kapsamı genişletilerek, yararlanma şartlarındaki üst sınır, 1,5 katından 2 katına çıkartılmalıdır. ,

Asgari ücret ve 2 katına kadar ücret ödeyen iş yerleri için prim gün sayısında sadece cari ay dikkate alınmalı, geçmişle karşılaştırma yapılmamalıdır. Bir iş yerinde 1 ila 10 arasında çalışan varsa 700 lira sigorta prim desteği ödeniyor. Çalışmamıza göre, verilen desteği, 10 sigortalıya kadar 6 bin liraya, 10 ila 50 arasında çalışan için 3 bin liraya, 50 ila 100 çalışan için 2 bin liraya ve 100’ün üzerinde işçi çalıştıran iş yerleri içinse aylık 1500 liraya çıkarmayı öneriyoruz. Bu önerimizin toplam maliyeti 250 milyar lira. Asgari ücretle ilgili ‘Talebimiz 30, bunun altında biz yokuz.’ diyoruz.”

– “Sandığı bekliyoruz, erken seçim istiyoruz”

CHP Genel Başkanı Özel, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan prim borçlarına değinerek, “Ödemediler, biriktirdiler, şimdi diyor ki Tayyip Bey, ‘Bizimkiler yemeği yedi, hesabı CHP’li belediye başkanları ödeyecek. Bunu da yapılandırmayla ödemeyecek, bir kerede faiziyle hemen ödeyecek. Yoksa haciz yollayacağız, CHP’yi aciz göstereceğiz.’ Bunu istedikleri kadar denesinler. Biz bunu milletimize anlatırız.” dedi.

Özel, hafta sonu pazar yerlerine ziyaretler düzenlediğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

“Tayyip Bey, vaktiyle meydanlara çıkıyordu, vatandaşa diyordu ki ‘Bunlar, pazara gelebilirler mi? Tarladaki çiftçilerin yüzüne bakabilirler mi? Esnafın derdini dinleyebilir, fabrikalara gidebilirler mi? Gidemezler. O halde erken seçim şart.’ Şimdi soruyorum; Tayyip Bey, bir pazara gidebiliyor mu, gidip esnafın hatırını sorabiliyor mu, milletin arasına karışıp ‘Geçinebiliyor musunuz?’ diye sorabiliyor mu? Onun dediği gibi sokağa gidemiyorsa, sandığa gidecek, erken seçime gidecek. Tayyip Bey, ya tarlada, fabrikada, pazarda vatandaşa git, hatırını sor, helallik iste; yapamıyorsan, işte sandık orada. Sandığı bekliyoruz, erken seçim istiyoruz.”

REKLAM ALANI
timbir - birlik haber ajansi