ANKARA-BHA
Prof. Dr. Zakir Avşar, “Seçme seçilmişler…” başlıklı yazısında özetle şunları ifade etti:
Uzun sayılabilecek bir terörle mücadele geçmişi var ülkemizin. Terörün ise içerden ve dışardan kaynakları… Bunları hep birlikte kurutmadan mücadelede başarılı olmak mümkün değil.
Türkiye, bir yandan bölücü örgüt PKK ve bağlantılı yapılarla, bir taraftan FETÖ ile bir yandan DAEŞ ile mücadele ediyor. Bu mücadelelerinde de muazzam bir performans ortaya koyuyor.
Çok küçük, anında müdahale edilebilen eylemleri saymazsak artık bu yapıların hiçbirinin ülke içinde eylem kapasite ve kabiliyeti görülmüyor…
Biraz bunlar üzerinde düşünmek gerekiyor. Terör örgütlerinin birbirleri ile görünürdeki farklılıklarına rağmen ilişkili olduklarını 15 Temmuz darbe girişimi bize gösterdi. Kurucuları, sevk ve idarecileri aynı yerler olan bu yapılar, hedef Türkiye olunca hızlıca işbirliği içine girebiliyorlar ki, Suriye, Irak sahasında da, Türkiye’nin uluslararası çıkarlarında da sıklıkla karşılaşıyoruz…
İşte bu zor ve meşakkatli, sabır, kararlılık ve tutarlılık isteyen mücadelede ülkenin tüm unsurlarının birlikte hareket etmesi lazım ki, sonuç daha hızlı ve etkin bir şekilde alınabilsin…
En son, “terör örgütüne üye oldukları, yardım ve yataklık yaptıkları, terör propagandası yaptıkları” gerekçeleriyle görevlerinden geçici olarak uzaklaştırılan Belediye Başkanları konusunda gördük ki (DEM ve CHP buna Kayyım diyor, kayyım/kayyum değil, işin doğrusu ve hukuki ifadesi geçici olarak görevden uzaklaştırma ve yerlerine vekaleten görevlendirme), ne yazık ki bu birliktelik yok…
15 Temmuz Kanlı Darbe girişiminin aziz milletimizin sinesinde söndürülmesi ile birlikte, Anayasa 127. Madde, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 45., 46., 47., ve 57. Maddeleri ve 674 Sayılı KHK uyarınca 2016 yılından günümüze 154’ü bölücü örgüte müzahir partilere mensup, beşi diğer partilerden olmak üzere 159 Belediye başkanına geçici olarak görevden el çektirilmiş…