ANKARA-BHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde:
“Bahçeli’nin çağrısı cesur ve ezber bozan bir teklifti. Bu meseleyi siyasi sosyal ve bölgesel sonuçlarıyla birlikte tüm yönleriyle ele alıyoruz. 40 yıldır milletimiz başına musallat edilen terör belasını, uhdemizde bulunan tüm araçları ve imkanları kullanarak bertaraf etmekte kararlıyız.
Sayın Bahçeli ile sadece iç siyasete değil dış politikaya dair pek çok konuyu ele alıyoruz. Sayın Bahçeli ile uyum ve eşgüdüm içinde hareket ediyoruz. Cumhur İttifakı yolunda tekleşerek devam ediyor. Sayın Bahçeli gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Biz de cumhurbaşkanı olarak bu meseleyi siyasi sosyal bölgesel sonuçlarıyla birlikte tüm yönleriyle ele alıyoruz.
Terör belasını tüm imkanları kullanarak bertaraf etmekte kararlıyız. Türkler ile Kürtler arasında örülmek istenen terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza terörün olmadığı sırtını silaha ve dağa yaslayan terör destekli siyasetin olmadığı bir Türkiye teslim edeceğiz. Sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısından sonra Kandil’den DEM’den gelen ilk açıklamalar her iki yapının da aynı kafada olduğuna işaret etmiştir. Bu kafanın değişmesi gerekiyor.
Karşımızdaki tablo çok da umutlu olmamıza izin vermiyor. Geçmişte silahları gömeceksiniz dedim gömdüğünüz anda bizim için her şey önünüzü açmaktır. Silahları gömmezseniz bu devletin eli de sizin omuzunuzda olacaktır. Terörle mücadelemiz son teröristi ortadan kaldırıncaya kadar devam edecektir.
Biz millete mahcup olmamak için umut ve sevda ile çalıştık. Önümüze çıkan engellerin üzerine üzerine yürüdük. Türkiye’ye cumhuriyet tarihinin en başarılı yıllarını yaşattık. Bugün de bu hastalıklı anlayışın yeni hezeyanlarıyla uğraşıyoruz. Bunlar için ayırdığımız her vaktin ziyan olduğunu biliyoruz. Bunlara hak ettikleri cevabı vermedikçe densizlik çıtaları yükseliyor. CHP’nin eski genel başkanının davalı olarak bulunduğu mahkeme salonunda savurduğu zırvalar, hakaretler bunun en son örneğidir. Karşımıza çıktığı bütün seçimleri kaybeden bu zat, sürgüne gönderilen biri. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. Gündeme gelmenin yolunu bize sataşmakta, bizim üzerimizden prim yapmaktan görüyor.
Bu zatın FETÖ’cülere nasıl koşa koşa gittiğini biliyoruz. 15 Temmuz gecesinde de kahvesini yudumladı.
Sandıkta milletten yediği tokadın hırsı gözünü kör etmiş. Kaset kumpasıyla koltuğa getirildiği ilk günden beri bu zat, siyaset sanatını etiğini ve teamüllerini kavrayamadı. Milletimizin verilmiş sadakası varmış. Milletimiz Anadolu irfanı denen o engin ferasetiyle başına geleceklerini görerek bu derme çatma yapıya ülkeyi, evlatlarının geleceğini emanet etmedi.
Şimdi de partisinin kendisini attığı çukurdan çıkmak için bize sataşıyor. Sana bu kapıdan ekmek yok. Git yaptığın densizliklerin hesabını yargıya ver. Senin muhatabın yargıdır. Senin siyasi ihtiraslarına alet olmayız.
Bir ana muhalefet lideri ve onun yerine namzet isimler düşünün ki anaokulu-kreş ayırımını dahi bilmiyorlar. Bakanlıktan gelen yazıyı okumamışlar. Ama üzerine ahkam kesmede engelleniyoruz naraları atmada maşallah pek hevesli ve mahirler. Hadi okudular, anladılar diyelim. Bu sefer de fıtratlarının ayrılmaz bir parçası haline gelen yalan ve iftira alışkanlığından kurtulamıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk ve nizam devletidir. Kreş açmanın, anaokulu açmanın, lise, üniversite açmanın kuralı bellidir. Her eğitim kurumunun uyması ve sahip olması gereken standartlar vardır. Kimse “Ben kuralları takmıyorum, kanunlara uymuyorum” diyemez. Siyasi fırsatçılık adına ailelerin çocukların arkasına saklanacak kadar korkaklar, kifayetsizler, tam bir çaresizlik içindeler. Aslında bunların ciddiye alınacak hiçbir yanları yok ama biz ülkemiz ve milletimiz adına üzülüyoruz.
Teğmenlerle ilgili konuda da aynı şeye sahne oluyoruz. Benim birincilere diploma vermemin değerlendirmesini yapıyorlar. Yapmam gereken onların diplomalarını vermektir.
Disiplinsiz elbette her yerde lazımdır. Söz konusu TSK olduğunda hayati öneme sahiptir. Komutanlarının talimatına rağmen disiplinsizlik yapan teğmenlerin yarın ne yapacağını kim bilebilir. Türkiye 1971 muhtırasını tecrübe etti. 1980 darbesini iliklerine kadar hissetti. Tüm bunlar varken disiplinsizlik yapanları kahramanlaştırmak nedir? Bunu savunmak nasıl bir şuursuzluktur… Milletimizin göz bebeği olan ordumuzun yıpratılmasına eyvallah demeyiz.
Kimse bu orduyu sağa sola çekmesin. Ordumuzun konumunu çok iyi biliyoruz. CHP zihniyeti onca çabasına rağmen ordumuzun ruh kökünü koparmaya muvaffak olamamıştır. Bundan sonra da olamayacaktır.
Kahraman ordumuz, vesayet heveslilerinden ve FETÖ’cü hainlerden temizlendikçe vatan savunmasını çok daha iyi bir şekilde yerine getirmeye başlamıştır. Sınırlarımızın ötesinde terör örgütüne nefes aldırmayan bir orduya sahibiz. Karası denizi ve havası ile TSK’nın gıptayla takip edilen başarılarına istismarcıların gölge düşürmesine müsaade etmeyiz. 3-5 oy için ‘Mustafa Kemal’in itleri’ hakaretini sineye çekeceksiniz, meclis kürsüsünde bölücü terör örgütü yandaşlarından ayar yerken gıkınızı çıkarmayacaksınız, Pensilvanya’dan gelen destek mesajlarına bir çift laf demeyeceksiniz, utanmadan bize çıkıp vatan ve mehmetcik sevgisinden bahsedeceksiniz… Siz gidin önce kara sicilinizle yüzleşin. Sizin haddinize mi?
Ordumuza siyaset virüsünün bulaşmasına izin vermeyeceğiz. Siyaset virüsünün bir orduyu içten içe çökerttiğinde Balkan savaşlarında çok acı bir şekilde tecrübe ettik. Rumeli’yi sadece 1 haftada kaybettik. Vesayet teşebbüslerinde ordumuzun nasıl bir girdaba sürüklendiğini yakinen gördük. CHP’nin sorumsuz yöneticilerinin ordumuzu nizamsızlık, disiplinsizlik tehditleriyle karşı karşıya bırakmasına göz yummayacağız.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak darbecilere ve şakşakçılarına rağmen, sivil siyaseti, adaleti, milletimizin haklarını savunmayı gerekirse canımız pahasına sürdüreceğiz. Ülkenin yaşadığı her sınama, her defasında CHP’nin kirli yüzünün bir parçasını ortaya çıkarıyor.
CHP tüm bunlara rağmen nasıl bu kadar oy alıyor, belediyeye sahip oluyor? Açıkçası bunun müsebbibi AK Parti olarak biziz. Bu bir özeleştiridir. İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır demiş atalarımız. Başkalarını eleştirmeden önce sorunu kendimizde arayacağız.”