RABİA ŞAHİN / ANKARA-BHA
Birlik Haber Ajansı (BHA) Genel Müdürü Muhammet Kaçar, Çay TV’deki “Başkent’ten Karadeniz Gündemi” programında Kudüs Üniversitesi Vakfı Başkanı M. Yasir Yanılmaz’ı ağırladı. Yanılmaz, Siyonizm’in dünyanın en büyük terör örgütü olduğunu vurgulayarak, bu konunun eğitim müfredatına dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Kudüs’te Osmanlı tapularının dijitalleştirilmesi ve İsrail’in toprak değişikliklerine karşı uluslararası hukukta delil oluşturacak çalışmalara değindi.
Siyonizm ve Filistin meselelerinin yeni müfredata eklenmesi
“Anayasaya göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir milimetre toprağına göz diken her kim olursa olsun teröristtir. Eğer bir organizma ise terör örgütüdür. O zaman Siyonizm dünyadaki en büyük terör örgütüdür. Biz gençlerimize, öğrencilerimize neden bunu öğretmiyoruz? PKK, PYD, FETÖ vb. örgütleri bizim vatan evlatlarımız biliyor ve o reflekslerle yetişiyor iken; dünyanın en büyük terör örgütü olan Siyonizm’i ve Siyonizm yapılarını neden öğrenmeyelim? Bunu bilmezseniz vatanı nasıl müdafaa edeceksiniz? Dolayısıyla bunun milletin müfredatında olması lazım, diye bir çalışma başlattık.
Araplar Türkiye’de etki ajanlığı yapıyor, diyorlar. Siyonizm’in müfredata eklenmesinden rahatsızlar. Vatan evlatlarının Siyonizm’i öğrenip, bilgi sahibi olmasından ve vatanını koruyor olmasından neden rahatsız oluyorsunuz? Demek ki; Türkiye içerisinde de görüş ayrılıkları var.
Elhamdülillah ne yapsalar boş, bizim gençlerimiz bu bilgilerle cephaneliklerini dolduracaklar ve o reflekslerle yetişmiş olacaklar.”
Kudüs’te Osmanlı tapularının dijitalleştirme çalışmaları
“400 yıllık bir mazimiz ve mirasımız var. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğümüz ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulumuzda 1915-1950 yılları arasında elle yazılmış tapular var. Bizim amacımız bu tapuların istiflenmesi ve İsrail denen devletin bir terör devleti olduğunu Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla tüm dünyaya haykırmak.
Deforme olmuş yazıların tadili, çözümlenmesi ile istiflenen yapıyla beraber bir tercümesinin yapılması, tercümeden sonra da bir rapor haline getirilip BM’ye sunulmasını sağlayacağız. Bunlar delil niteliğinde olacak. Sonrasında İsrail’i bekleyen iki önemli tehdit var; birincisi bunlar resmi delil ve bu delillerle beraber, uluslararası hukuk mahkemelerinde açılacak davalar ve halihazırda devam eden davalarda delil niteliğinde olacak. İsrail bu delilleri itibarsızlaştırmak için toprak yapısını değiştirip, ‘burada böyle bir toprak yok’ diyebilmek için akıllarınca bir oyun oynuyorlar. İsrail savaş halindeyken dahi toprak yapısını değiştirmenin mücadelesine giriyor.” diyerek dijitalleştirme çalışmalarından ve amaçlarından bahsetti.