enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4774
EURO
36,2370
ALTIN
2.956,49
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adıyaman
Çok Bulutlu
15°C
Adıyaman
15°C
Çok Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
17°C
Cumartesi Yağmurlu
10°C
Pazar Çok Bulutlu
5°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
7°C

İ.Halil BAYRAM;KÜÇÜK ŞEYLER/DANIŞMAN MI-BAKAN MI?

İ.Halil BAYRAM;KÜÇÜK ŞEYLER/DANIŞMAN MI-BAKAN MI?
REKLAM ALANI
21.02.2016
0
A+
A-

KÜÇÜK ŞEYLER/KÜÇÜK ŞEYLER/DANIŞMA(N) MI/BAKAN MI??
Cumhurbaşkanlığı (BAŞ)danışman sayısı, 15 tanesi eski ‘Ak parti’ milletvekillerinden olmak üzere (23’e) çıkarılmış.(Gazeteler)
Bilemiyorum, kendine münhasır çok bilge ve karizmatik bir kişilikle özgüven ve duruşa(GÜÇ VE YETKİYE)sahip olan bir cumhurbaşkanı (Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN)acaba neden bu kadar çok değişik meslek ve kariyere mensup ‘BAŞDANIŞMAN’A’ gerek duyar?
Evet..
Geçen günlerde birçok ulusal gazete manşetlerine yukarıdaki haberi geçmişti; Sanki çok olağandışı bir “haber” yakalamışlar gibi..
Sanıyorum gazeteler ne yaptıklarının farkındalar,lakin üstlerine de bir yerlerin (Tayyip Bey) gazabını çekmemek için bu tasarrufu da, sanki “çok alelade,rutin ve sıradan bir işmiş gibi..”geçiştirmeyi yeğlediler..Yoksa,ulusal ve uluslar arası arenada olan/biten her iş ve eylemin göbeğinde olan koskoca basın ve medya grubumuz “bu işin” de geri planını bilmez miydi?Oysa,basın ve medya bu işin geri planını doğru okuyup-yorumlamak yolunu seçseydi,değil “Tayyip Beyin” gazabını çekmek,bilhassa Ondan taktir ve taltif bile görebilirdi.
Çünkü yapılan ve yapılacak olan tasarruflar;Hem Cumhurbaşkanlığı makamına, hem Sayın Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerine ve hem de kural ve kaidelere uygun yapılmıştır ve yapılmaktadır..
Sanıyorum buna da,eski Cumhurbaşkanlarının(T.ÖZAL-S.DEMİREL-A.N.SEZER) sanki hiç yetkileri yokmuş gibi,serdettikleri eylemsizliklerini düşündüğünüzde “Sizler de” itiraz edeceksiniz!
Öyle ya.. Cumhurbaşkanlığı makamına;Neden (1) adet “Danışman” değil de (23) adet “Baş/danışman” alınmış olsun,peki eskileri neden bu kadar “Başdanışmanı” almadı/alamadı?Diyeceksiniz..
Bu da hem haklı ve hem de haksız olduğunuzu,yani aslında konuya fazla kafa yormadığınızı ya da hiç vukuf olmadığınızı gösterir..
Yani..
Hem haklısınız,hem haksızsınız..
Çünkü.
Mevcut Cumhurbaşkanlığı makamı, 12. Eylülde yapılan askeri/darbe mantığına göre “12 Eylül 1980 darbesinin lideri/Devlet Başkanı-Kenan EVREN’E uygun” çok geniş görev ve yetkilerle(Görev ve yetkileri olan-sorumluluğu olmayan) donatılacak şekilde yeniden dizayn edilmiştir..
Eski Cumhurbaşkanlarının bu geniş yetkilerini “Tamamen” kullanmaması Onları,yeni Cumhurbaşkanının(üstelik halkın doğrudan seçtiği..)görev ve yetkilerini(tamamen)kullanması da kendisini bağlar ki;Haklı olarak sonuna kadar (Anayasanın çizdiği sınırlar dahilinde..)kullanmak istiyor ve kullanıyor da.
Bunun yadırganacak,garipsenecek ve itiraz edilecek bir tarafı yok ki!
Bu durumda takip edilecek(2)yol vardır:
1-Eğer demokrasinin de öngördüğü“Anayasal demokratik bir hak ve güç olan” kuvvetler ayrılığını esas alarak “Parlamenter Sistemde” kalmak istiyorsanız; Cumhurbaşkanlığı makamını, sadece devleti temsil edecek bir makam haline getirmek ve yürütmenin dışında tutmak üzere “görev, yetki ve sorumluluğunu” yeniden tanımlayarak-Makamın Siyasal sorumluluğunu-hükümete/Başbakana bırakırsınız,
2-Eğer yine demokrasinin öngördüğü “Anayasal bir hak ve güç olan” kuvvetler ayrılığına bağlı kalarak “Partili Cumhurbaşkanlığı,Yarı Devlet/Devlet Başkanlığı” sistemlerinden birine geçmeyi düşünüyorsanız ;Anayasayı yeniden ve kökten değiştirmeseniz bile,Cumhurbaşkanlığı ya da Devlet Başkanlığı makamının sahip olacağı “görev,yetki Ve sorumluluk alanını” yeniden tanımlayıp/tarif ederek-Anayasal-bir hak ve güç haline getirebilirsiniz..
Çünkü.. Sistemin adı ne olursa olsun bir ”Makamsal” sistemde;Eğer “Görev ve yetki” varsa,onun “sorumluluğu” da olmalıdır..
Evet.. Bu manada,sanıyorum Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN da,bu geniş ve yetkilerle donatılmış olan “Cumhurbaşkanlığı makamını” yani devleti; Çift başlılıktan ve çift icracı “Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık” sisteminden kurtarmak görev,yetki ve sorumluluğun sadece bir makamda“BAŞKANLIKTA ” toplanmak üzere ülkeyi “DEVLET BAŞKANLIĞI” sistemine geçirmek istiyor..
Yani.. Bence bu “Danışman ya da Başdanışmanları da,bunun altyapısını hazırlamak üzere alıyor.. Yani,sanıyorum ki “Onlar” sade birer “Danışmanlar” olarak kalmayacak;Her birisi giderek bir “BAKAN gibi..” çalışmak üzere kadrolaşacaktır..
Çünkü..
Yasal olmasa bile, şu an ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanının “Tayip Bey’in” şahsında fiili bir “başkanlık sistemi” vardır-zaten..
Ancak zamanı mı,yeri mi;Ülkenin içte ve dışta acil çözüm bekleyen bunca dert bela ve problemi varken?Diyebilirsiniz de..
Öyle ama..
Her şeye rağmen;Hayat da devam ediyor..
SON/SÖZ;
Evet..
Her şeye rağmen hayat devam ediyor..
O halde..
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!”(Şeyh EDEBALİ)
Sevgilerimle..
HALİL’İ DERDEST ETTİLER,İMDADINA İBRAHİM YETİŞTİ..
Değerli dostlar..
Yıllardır “Basın Ve medya ile bu kulvarda,Allah’ın bana bahşettiği beden ve irade gücümün ile kul olmanın boynuma yüklediği “sosyal sorumluluğumun” bir gereği olarak;Bir Fayda ve yarar üreterek yaşanabilir “doğal ve sosyal” bir çevre oluşturmak ve insanları mutlu ve umutlu kılmak üzere,merak ederek
arayıp/ulaştığımı(Bulgu,Bilgi Ve bulguları)Siz değerli dostlarım ve kamuoyuyla severek,isteyerek-zevk alarak yazıp/çiziyor,paylaşıyor ve mutlu oluyorum..
Ancak..
Bunu özgün,örgün ve özgür duruşumla(Ağdalı/ağır ve taviz vermez pervasız dilimle..)yaparken biliyorum ki-fayda ve yararlarına olsa bile-insan kılıklı bazı anut Dinazorlar bu yaptıklarımızdan; Merhum Hoca Nesreddin’in (korkak/ürkek) inatçı Katırları misali,nazik ve nazenin fincanlarını(Menfaatlerini)kırdırmamak ve korumak adına buradaki(Halil BAYRAM/Şehir Ve Adam-Gazete yazıları) profilimizi derdest ederek karartmayı ve engellemeyi yeğlemişler..
Eh,Canları sağ olsun;Canımız,Dostlarımız/sevenimiz-Yarenimiz sağ olsun!
“Can çıkmadan huy çıkmaz!”denilmiş..
Bizim de huyumuz kurusun;Can bedende kaldıkça,yoluna pervasızca devam edecektir-elbet..
Çünkü..
Biz yeryüzünü mümine mescit bilmişiz, nefsimize secdegah kılmışız;Cami ve mescit olsa da olur-olmasa da-ne gam.
Biline ki!
“Halil’ler derdest edildikçe,imdadına İbrahimler yetişecektir!” elbet..
Çünkü bu;
Allah’ın kullarına bir vaadidir;Yeter ki,kullar olarak Ona Halil DOST/Sevgili) olmasını bilelim,o zaman başınız her dara düştüğünde imdadınıza kendi ilim ve iradesinden İbrahimi(Rahmete nail olan)kurtarıcı rahmetini gönderecektir.
.Evet Dostlar..
HALİL’İ derdest ettiler imdadına İBRAHİM yetişti;Bundan böyle-Allah nasip ederse-yolumuz İBRAHİM HALİL (BAYRAM)olarak devam edeceğiz..
Sevgilerimle..
NOT;Böyle olunca bir çok dostumuzla olan(ARKADAŞLIK)yolumuz da kesildi şüphesiz;Haberdar olan ve isteyen dostlarımızla yeniden(ARKADAŞLIK) bağını oluşturabilirler/oluşturabiliriz-bekliyorum..
(KÜÇÜK ŞEYLER/DANIŞMA(N) MI/BAKAN MI??
Cumhurbaşkanlığı (BAŞ)danışman sayısı, 15 tanesi eski ‘Ak parti’ milletvekillerinden olmak üzere (23’e) çıkarılmış.(Gazeteler)
Bilemiyorum, kendine münhasır çok bilge ve karizmatik bir kişilikle özgüven ve duruşa(GÜÇ VE YETKİYE)sahip olan bir cumhurbaşkanı (Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN)acaba neden bu kadar çok değişik meslek ve kariyere mensup ‘BAŞDANIŞMAN’A’ gerek duyar?
Evet..
Geçen günlerde birçok ulusal gazete manşetlerine yukarıdaki haberi geçmişti; Sanki çok olağandışı bir “haber” yakalamışlar gibi..
Sanıyorum gazeteler ne yaptıklarının farkındalar,lakin üstlerine de bir yerlerin (Tayyip Bey) gazabını çekmemek için bu tasarrufu da, sanki “çok alelade,rutin ve sıradan bir işmiş gibi..”geçiştirmeyi yeğlediler..Yoksa,ulusal ve uluslar arası arenada olan/biten her iş ve eylemin göbeğinde olan koskoca basın ve medya grubumuz “bu işin” de geri planını bilmez miydi?Oysa,basın ve medya bu işin geri planını doğru okuyup-yorumlamak yolunu seçseydi,değil “Tayyip Beyin” gazabını çekmek,bilhassa Ondan taktir ve taltif bile görebilirdi.
Çünkü yapılan ve yapılacak olan tasarruflar;Hem Cumhurbaşkanlığı makamına, hem Sayın Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerine ve hem de kural ve kaidelere uygun yapılmıştır ve yapılmaktadır..
Sanıyorum buna da,eski Cumhurbaşkanlarının(T.ÖZAL-S.DEMİREL-A.N.SEZER) sanki hiç yetkileri yokmuş gibi,serdettikleri eylemsizliklerini düşündüğünüzde “Sizler de” itiraz edeceksiniz!
Öyle ya.. Cumhurbaşkanlığı makamına;Neden (1) adet “Danışman” değil de (23) adet “Baş/danışman” alınmış olsun,peki eskileri neden bu kadar “Başdanışmanı” almadı/alamadı?Diyeceksiniz..
Bu da hem haklı ve hem de haksız olduğunuzu,yani aslında konuya fazla kafa yormadığınızı ya da hiç vukuf olmadığınızı gösterir..
Yani..
Hem haklısınız,hem haksızsınız..
Çünkü.
Mevcut Cumhurbaşkanlığı makamı, 12. Eylülde yapılan askeri/darbe mantığına göre “12 Eylül 1980 darbesinin lideri/Devlet Başkanı-Kenan EVREN’E uygun” çok geniş görev ve yetkilerle(Görev ve yetkileri olan-sorumluluğu olmayan) donatılacak şekilde yeniden dizayn edilmiştir..
Eski Cumhurbaşkanlarının bu geniş yetkilerini “Tamamen” kullanmaması Onları,yeni Cumhurbaşkanının(üstelik halkın doğrudan seçtiği..)görev ve yetkilerini(tamamen)kullanması da kendisini bağlar ki;Haklı olarak sonuna kadar (Anayasanın çizdiği sınırlar dahilinde..)kullanmak istiyor ve kullanıyor da.
Bunun yadırganacak,garipsenecek ve itiraz edilecek bir tarafı yok ki!
Bu durumda takip edilecek(2)yol vardır:
1-Eğer demokrasinin de öngördüğü“Anayasal demokratik bir hak ve güç olan” kuvvetler ayrılığını esas alarak “Parlamenter Sistemde” kalmak istiyorsanız; Cumhurbaşkanlığı makamını, sadece devleti temsil edecek bir makam haline getirmek ve yürütmenin dışında tutmak üzere “görev, yetki ve sorumluluğunu” yeniden tanımlayarak-Makamın Siyasal sorumluluğunu-hükümete/Başbakana bırakırsınız,
2-Eğer yine demokrasinin öngördüğü “Anayasal bir hak ve güç olan” kuvvetler ayrılığına bağlı kalarak “Partili Cumhurbaşkanlığı,Yarı Devlet/Devlet Başkanlığı” sistemlerinden birine geçmeyi düşünüyorsanız ;Anayasayı yeniden ve kökten değiştirmeseniz bile,Cumhurbaşkanlığı ya da Devlet Başkanlığı makamının sahip olacağı “görev,yetki Ve sorumluluk alanını” yeniden tanımlayıp/tarif ederek-Anayasal-bir hak ve güç haline getirebilirsiniz..
Çünkü.. Sistemin adı ne olursa olsun bir ”Makamsal” sistemde;Eğer “Görev ve yetki” varsa,onun “sorumluluğu” da olmalıdır..
Evet.. Bu manada,sanıyorum Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN da,bu geniş ve yetkilerle donatılmış olan “Cumhurbaşkanlığı makamını” yani devleti; Çift başlılıktan ve çift icracı “Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık” sisteminden kurtarmak görev,yetki ve sorumluluğun sadece bir makamda“BAŞKANLIKTA ” toplanmak üzere ülkeyi “DEVLET BAŞKANLIĞI” sistemine geçirmek istiyor..
Yani.. Bence bu “Danışman ya da Başdanışmanları da,bunun altyapısını hazırlamak üzere alıyor.. Yani,sanıyorum ki “Onlar” sade birer “Danışmanlar” olarak kalmayacak;Her birisi giderek bir “BAKAN gibi..” çalışmak üzere kadrolaşacaktır..
Çünkü..
Yasal olmasa bile, şu an ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanının “Tayip Bey’in” şahsında fiili bir “başkanlık sistemi” vardır-zaten..
Ancak zamanı mı,yeri mi;Ülkenin içte ve dışta acil çözüm bekleyen bunca dert bela ve problemi varken?Diyebilirsiniz de..
Öyle ama..
Her şeye rağmen;Hayat da devam ediyor..
SON/SÖZ;
Evet..
Her şeye rağmen hayat devam ediyor..
O halde..
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!”(Şeyh EDEBALİ)
Sevgilerimle..
HALİL’İ DERDEST ETTİLER,İMDADINA İBRAHİM YETİŞTİ..
Değerli dostlar..
Yıllardır “Basın Ve medya ile bu kulvarda,Allah’ın bana bahşettiği beden ve irade gücümün ile kul olmanın boynuma yüklediği “sosyal sorumluluğumun” bir gereği olarak;Bir Fayda ve yarar üreterek yaşanabilir “doğal ve sosyal” bir çevre oluşturmak ve insanları mutlu ve umutlu kılmak üzere,merak ederek
arayıp/ulaştığımı(Bulgu,Bilgi Ve bulguları)Siz değerli dostlarım ve kamuoyuyla severek,isteyerek-zevk alarak yazıp/çiziyor,paylaşıyor ve mutlu oluyorum..
Ancak..
Bunu özgün,örgün ve özgür duruşumla(Ağdalı/ağır ve taviz vermez pervasız dilimle..)yaparken biliyorum ki-fayda ve yararlarına olsa bile-insan kılıklı bazı anut Dinazorlar bu yaptıklarımızdan; Merhum Hoca Nesreddin’in (korkak/ürkek) inatçı Katırları misali,nazik ve nazenin fincanlarını(Menfaatlerini)kırdırmamak ve korumak adına buradaki(Halil BAYRAM/Şehir Ve Adam-Gazete yazıları) profilimizi derdest ederek karartmayı ve engellemeyi yeğlemişler..
Eh,Canları sağ olsun;Canımız,Dostlarımız/sevenimiz-Yarenimiz sağ olsun!
“Can çıkmadan huy çıkmaz!”denilmiş..
Bizim de huyumuz kurusun;Can bedende kaldıkça,yoluna pervasızca devam edecektir-elbet..
Çünkü..
Biz yeryüzünü mümine mescit bilmişiz, nefsimize secdegah kılmışız;Cami ve mescit olsa da olur-olmasa da-ne gam.
Biline ki!
“Halil’ler derdest edildikçe,imdadına İbrahimler yetişecektir!” elbet..
Çünkü bu;
Allah’ın kullarına bir vaadidir;Yeter ki,kullar olarak Ona Halil DOST/Sevgili) olmasını bilelim,o zaman başınız her dara düştüğünde imdadınıza kendi ilim ve iradesinden İbrahimi(Rahmete nail olan)kurtarıcı rahmetini gönderecektir.
.Evet Dostlar..
HALİL’İ derdest ettiler imdadına İBRAHİM yetişti;Bundan böyle-Allah nasip ederse-yolumuz İBRAHİM HALİL (BAYRAM)olarak devam edeceğiz..
Sevgilerimle..
NOT;Böyle olunca bir çok dostumuzla olan(ARKADAŞLIK)yolumuz da kesildi şüphesiz;Haberdar olan ve isteyen dostlarımızla yeniden(ARKADAŞLIK) bağını oluşturabilirler/oluşturabiliriz-bekliyorum..
sayısı, 15 tanesi eski ‘Ak parti’ milletvekillerinden olmak üzere (23’e) çıkarılmış.(Gazeteler)
Bilemiyorum, kendine münhasır çok bilge ve karizmatik bir kişilikle özgüven ve duruşa(GÜÇ VE YETKİYE)sahip olan bir cumhurbaşkanı (Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN)acaba neden bu kadar çok değişik meslek ve kariyere mensup ‘BAŞDANIŞMAN’A’ gerek duyar?
Evet..
Geçen günlerde birçok ulusal gazete manşetlerine yukarıdaki haberi geçmişti; Sanki çok olağandışı bir “haber” yakalamışlar gibi..
Sanıyorum gazeteler ne yaptıklarının farkındalar,lakin üstlerine de bir yerlerin (Tayyip Bey) gazabını çekmemek için bu tasarrufu da, sanki “çok alelade,rutin ve sıradan bir işmiş gibi..”geçiştirmeyi yeğlediler..Yoksa,ulusal ve uluslar arası arenada olan/biten her iş ve eylemin göbeğinde olan koskoca basın ve medya grubumuz “bu işin” de geri planını bilmez miydi?Oysa,basın ve medya bu işin geri planını doğru okuyup-yorumlamak yolunu seçseydi,değil “Tayyip Beyin” gazabını çekmek,bilhassa Ondan taktir ve taltif bile görebilirdi.
Çünkü yapılan ve yapılacak olan tasarruflar;Hem Cumhurbaşkanlığı makamına, hem Sayın Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerine ve hem de kural ve kaidelere uygun yapılmıştır ve yapılmaktadır..
Sanıyorum buna da,eski Cumhurbaşkanlarının(T.ÖZAL-S.DEMİREL-A.N.SEZER) sanki hiç yetkileri yokmuş gibi,serdettikleri eylemsizliklerini düşündüğünüzde “Sizler de” itiraz edeceksiniz!
Öyle ya.. Cumhurbaşkanlığı makamına;Neden (1) adet “Danışman” değil de (23) adet “Baş/danışman” alınmış olsun,peki eskileri neden bu kadar “Başdanışmanı” almadı/alamadı?Diyeceksiniz..
Bu da hem haklı ve hem de haksız olduğunuzu,yani aslında konuya fazla kafa yormadığınızı ya da hiç vukuf olmadığınızı gösterir..
Yani..
Hem haklısınız,hem haksızsınız..
Çünkü.
Mevcut Cumhurbaşkanlığı makamı, 12. Eylülde yapılan askeri/darbe mantığına göre “12 Eylül 1980 darbesinin lideri/Devlet Başkanı-Kenan EVREN’E uygun” çok geniş görev ve yetkilerle(Görev ve yetkileri olan-sorumluluğu olmayan) donatılacak şekilde yeniden dizayn edilmiştir..
Eski Cumhurbaşkanlarının bu geniş yetkilerini “Tamamen” kullanmaması Onları,yeni Cumhurbaşkanının(üstelik halkın doğrudan seçtiği..)görev ve yetkilerini(tamamen)kullanması da kendisini bağlar ki;Haklı olarak sonuna kadar (Anayasanın çizdiği sınırlar dahilinde..)kullanmak istiyor ve kullanıyor da.
Bunun yadırganacak,garipsenecek ve itiraz edilecek bir tarafı yok ki!
Bu durumda takip edilecek(2)yol vardır:
1-Eğer demokrasinin de öngördüğü“Anayasal demokratik bir hak ve güç olan” kuvvetler ayrılığını esas alarak “Parlamenter Sistemde” kalmak istiyorsanız; Cumhurbaşkanlığı makamını, sadece devleti temsil edecek bir makam haline getirmek ve yürütmenin dışında tutmak üzere “görev, yetki ve sorumluluğunu” yeniden tanımlayarak-Makamın Siyasal sorumluluğunu-hükümete/Başbakana bırakırsınız,
2-Eğer yine demokrasinin öngördüğü “Anayasal bir hak ve güç olan” kuvvetler ayrılığına bağlı kalarak “Partili Cumhurbaşkanlığı,Yarı Devlet/Devlet Başkanlığı” sistemlerinden birine geçmeyi düşünüyorsanız ;Anayasayı yeniden ve kökten değiştirmeseniz bile,Cumhurbaşkanlığı ya da Devlet Başkanlığı makamının sahip olacağı “görev,yetki Ve sorumluluk alanını” yeniden tanımlayıp/tarif ederek-Anayasal-bir hak ve güç haline getirebilirsiniz..
Çünkü.. Sistemin adı ne olursa olsun bir ”Makamsal” sistemde;Eğer “Görev ve yetki” varsa,onun “sorumluluğu” da olmalıdır..
Evet.. Bu manada,sanıyorum Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN da,bu geniş ve yetkilerle donatılmış olan “Cumhurbaşkanlığı makamını” yani devleti; Çift başlılıktan ve çift icracı “Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık” sisteminden kurtarmak görev,yetki ve sorumluluğun sadece bir makamda“BAŞKANLIKTA ” toplanmak üzere ülkeyi “DEVLET BAŞKANLIĞI” sistemine geçirmek istiyor..
Yani.. Bence bu “Danışman ya da Başdanışmanları da,bunun altyapısını hazırlamak üzere alıyor.. Yani,sanıyorum ki “Onlar” sade birer “Danışmanlar” olarak kalmayacak;Her birisi giderek bir “BAKAN gibi..” çalışmak üzere kadrolaşacaktır..
Çünkü..
Yasal olmasa bile, şu an ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanının “Tayip Bey’in” şahsında fiili bir “başkanlık sistemi” vardır-zaten..
Ancak zamanı mı,yeri mi;Ülkenin içte ve dışta acil çözüm bekleyen bunca dert bela ve problemi varken?Diyebilirsiniz de..
Öyle ama..
Her şeye rağmen;Hayat da devam ediyor..
SON/SÖZ;
Evet..
Her şeye rağmen hayat devam ediyor..
O halde..
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!”(Şeyh EDEBALİ)
Sevgilerimle..
HALİL’İ DERDEST ETTİLER,İMDADINA İBRAHİM YETİŞTİ..
Değerli dostlar..
Yıllardır “Basın Ve medya ile bu kulvarda,Allah’ın bana bahşettiği beden ve irade gücümün ile kul olmanın boynuma yüklediği “sosyal sorumluluğumun” bir gereği olarak;Bir Fayda ve yarar üreterek yaşanabilir “doğal ve sosyal” bir çevre oluşturmak ve insanları mutlu ve umutlu kılmak üzere,merak ederek
arayıp/ulaştığımı(Bulgu,Bilgi Ve bulguları)Siz değerli dostlarım ve kamuoyuyla severek,isteyerek-zevk alarak yazıp/çiziyor,paylaşıyor ve mutlu oluyorum..
Ancak..
Bunu özgün,örgün ve özgür duruşumla(Ağdalı/ağır ve taviz vermez pervasız dilimle..)yaparken biliyorum ki-fayda ve yararlarına olsa bile-insan kılıklı bazı anut Dinazorlar bu yaptıklarımızdan; Merhum Hoca Nesreddin’in (korkak/ürkek) inatçı Katırları misali,nazik ve nazenin fincanlarını(Menfaatlerini)kırdırmamak ve korumak adına buradaki(Halil BAYRAM/Şehir Ve Adam-Gazete yazıları) profilimizi derdest ederek karartmayı ve engellemeyi yeğlemişler..
Eh,Canları sağ olsun;Canımız,Dostlarımız/sevenimiz-Yarenimiz sağ olsun!
“Can çıkmadan huy çıkmaz!”denilmiş..
Bizim de huyumuz kurusun;Can bedende kaldıkça,yoluna pervasızca devam edecektir-elbet..
Çünkü..
Biz yeryüzünü mümine mescit bilmişiz, nefsimize secdegah kılmışız;Cami ve mescit olsa da olur-olmasa da-ne gam.
Biline ki!
“Halil’ler derdest edildikçe,imdadına İbrahimler yetişecektir!” elbet..
Çünkü bu;
Allah’ın kullarına bir vaadidir;Yeter ki,kullar olarak Ona Halil DOST/Sevgili) olmasını bilelim,o zaman başınız her dara düştüğünde imdadınıza kendi ilim ve iradesinden İbrahimi(Rahmete nail olan)kurtarıcı rahmetini gönderecektir.
.Evet Dostlar..
HALİL’İ derdest ettiler imdadına İBRAHİM yetişti;Bundan böyle-Allah nasip ederse-yolumuz İBRAHİM HALİL (BAYRAM)olarak devam edeceğiz..
Sevgilerimle..
NOT;Böyle olunca bir çok dostumuzla olan(ARKADAŞLIK)yolumuz da kesildi şüphesiz;Haberdar olan ve isteyen dostlarımızla yeniden(ARKADAŞLIK) bağını oluşturabilirler/oluşturabiliriz-bekliyorum..

REKLAM ALANI
timbir - birlik haber ajansi