Hem 1990’lı yıllarda Türkiye’deki akademik yapı hem de içinde bulunan dönemde Türkiye’deki akademi hakkında epeyce tecrübe sahibi olduğunu dile getiren Tekin, şöyle devam etti:
“1994’lü yıllarda bırakın asistanlarda bilgisayar bulmayı bölüm bilgisayarı adıyla bir bilgisayarımız vardı. Bölümdeki bütün araştırma görevlileri bilgisayar odasının kapısına saat yazardık, o saatlerde gidip 15-20 dakika bilgisayar kullanabilme hakkımız vardı. Asistanın sabah üniversiteye geldiğinde ‘statünüzü değiştirdik’ ifadesiyle karşı karşıya kalması, hiçbir hukuki gerekçesi olmadan böyle bir durumla karşı karşıya kalmak, açtığınız davada karar lehinize çıkarken bölge idarede hiçbir yasal düzenleme değişmemesine rağmen bozulduktan sonra aynı heyetin 3-0 aleyhinize karar verdiği bir Türkiye’de yaşadık.”
Şimdi üniversitelerin birçok problemi aşmış olduğunu vurgulayan Tekin, “Şu an içinde bulunduğumuz koşullarda üniversitelerimizin kuşkusuz problemleri, çözülmesi gereken sıkıntıları var ama üniversiteler 1990’lı yıllarla kıyasla kabul etmeyecek düzeyde. Emeği geçen Cumhurbaşkanımıza ve herkese teşekkür ediyorum.” dedi.
“Yaklaşık 15 bin civarında öğretmen arkadaşımla birebir sohbet ettik”
Haziran ayından beri Bakanlık yaptığını hatırlatan Tekin, şunları kaydetti:
“Yaklaşık 15 bin civarında öğretmen arkadaşımla birebir sohbet ettik. Bunun bize bir avantajı var en ücra köşede görevli öğretmen arkadaşımızı dinleyebiliyorsunuz. Derdi, sıkıntısı olan gelip problemlerini anlatabiliyor. Türkiye’deki mevcut anayasal düzey gereği YÖK, YÖK’ün konumu ve üniversitelerle ilişkisiyle ilgili şöyle bir noktadayım. Üniversitelerdeki öğretim üyelerinin sorunlarını aksettirebileceği, mekanizmaların sağlıklı hale getirilmesi için en azından adım atılması gerektiğini düşünüyorum. Burada da bu anlamda öyle bir söyleşi yapmak istedik.”
Bakan Tekin daha sonra beraberindekilerle Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti.
