Nazlı ÖNGÖREN – Özün YENİAY/ANKARA-BHA
Ankara Ticaret Odası’nda (ATO) İklim ve İnsan Zirvesi Programı düzenlendi. İklim ve İnsan Zirvesi Programına Katılan Ankara Kent Konseyi Başkanı (AKK), Ankara Ticaret Odası Başkan (ATO) Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, İklim Elçisi Ödülünü aldı.
Deneyimin olmadığı yerde sağlam bir bilgi olmaz diyen Yılmaz, “Gençlere özellikle seslenmek istiyorum, Deneyime savaş ilan ettik. Yeniçağ’da Google’da 2 defa tıklayarak dünyadaki bütün verileri öğrendiğimizi zannettik. Deneyimin olmadığı yerde sağlam bir bilgi olmaz. Ne kadar donanımlı olursak olalım deneyimle ilgili temas kurmadığımız sürece o bilgiler bize zülüm de olabilir Yüzde 95 düzeyde kitle çevre farkındalığın olduğu doğanın dünden çığlığını yıllardır herkes tarafından duyulduğu ortamda, genel seçimde, yerel seçimlerde doğaya, çevreye dair tek bir cümle duymuyoruz. Bir ülkemiz olmadığı zaman doğamızı kaybettiğimiz zaman sizin zaten demokrasinizde olmayacak bir yerel yönetimimizde olmayacak çok daha önemli şeyleri kaybetmekle karşı karşıyayız biz ” diye konuştu.
İklim ve doğanın Ekonomi ve Turizm boyutlarının elbette tartışılacağını söyleyen Yılmaz, “Bugün iklim ve insan zirvesi başlığında toplandık adını ne kadar değiştirirsek değiştirelim doğayı korumamız gerektiğini biliyoruz. İklim ve doğanın sadece Ekonomi ve Turizm boyutları elbette tartışılacaktır. Sahip olduklarımız nasıl devraldıysak yarın, yarınlara dönüp öyle bırakmak zorundayız. Dün nasıl devraldıysak öyle bırakmak zorundayız. Dünya çok kalabalık bize yetmiyor ama çevreyi doğayı mimariyi kentsel planlamayı bu kalabalığa rağmen düşünemeyecek kadar rantına ve dünyalık mülkiyetine karşı kayıtsız hale geldik biz” ifadelerini kullandı.
Yerin katındaki Obruklarla Konya Ovasını kaybettiğimiz yarınlarda Eymir’i, Mogan’ı kaybedeceğimiz gibi dağımızı, Taşımızı, Suyumuzu kaybetmekle karşı karşıya olduğumuzu belirten Yılmaz, şöyle dedi:
“Bu kentin yüksek mimarları içerisinde birbiriyle dönüştürdüğümüz o kulelerin altında, binaları zirveye çıkıp doğaya kafa tutan betonun ruhun önüne geçtiği bir ten ikliminde bunları tartışmak zorundayız. Yüzde 97’si boş bir arazide yüzde 55’inde tarım yapabilecek bir kente kaybolan endemik bitkileri toprakla yenide buluşturacağımız yeni bir vizyonla genç kuşakları buluşturacak bir irade ortaya koymak zorundayız.
Suyu beklemeyen bitkilerle toprağı buluşturmak zorundayız. Suya boğacağımız bitkilerden kurtulmak zorundayız. Bu kentin iklimine uygun olmayan 6 ay yaşayacağını bildiğimiz 6 ay sonra toprağıyla kaybolacağını bildiğimiz tercih ettiğimiz bir iklimde bu kentin gençleri itiraz etmediği müddetçe, yerin altındaki Obruklarla Konya Ovasını kaybettiğimiz yarınlarda Eymir’i Mogan’ı kaybedeceğimiz gibi, Dağımızı, Taşımızı, Suyumuzu kaybetmekle karşı karşıyayız. Geleceğimizi satmaya devam etiğimiz müddetçe markalaşmadan üretim, doğayı korumadan üretim yapıp anlık kazanan geleceğimizi kaybedeceğimiz anlamadığımız müddetçe hayata dair bütün kazanımlarımız kıyama kalksa ne yazar Kaybedeceğiz. Gelecek kuşaklara, devraldığımız bir coğrafyayı, doğayı bırakamayacağız ve bıraktığımız mülkiyetler yok olup gidecekler.”
Doğamızı kaybettiğimizde sadece yaşamsal ihtiyaçları değil aynı zamanda sanatın reçetesini kaybederiz diyen Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Doğamızı kaybettiğimiz zaman sadece yaşamsal ihtiyaçlarımızı kaybetmeyiz sanatın reçetesini kaybederiz. Bir bitkinin olmadığı bir yerde sanatın konusu kaybolur, heykelin konusu, kaybolur Müziğin, Türkümün konusu kaybolur. Yaşadığımız coğrafyanın farkındalığı yüksek olursa insan oğlu her kurala uyar. Biz bu farkındalığı güçlendirip birbirimizi denetlemediğimiz için kirletme yarışına girdik.
Tarih boyunca insanlar Güç, Din, Para ve konfor için savaştılar şimdi doğa ve sevgi için birbirimizi ikna etme zamanı geldi.”
İklim ve İnsan Zirvesi Programında İklim Elçisi Ödülünü alanlar: