Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize’de bir otelde düzenlenen akşam yemeğinde Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve Sektör Temsilcileri Buluşması’na katıldı.
Rize’nin kanaat önderleri ve STK temsilcileriyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, buluşmaya vesile olanlara teşekkür ederek toplantının Rize, ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Her fırsatta ata, dede topraklarına gelerek sılayırahim yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de baba ocağı Rize’de her zaman olduğu gibi dolu dolu bir gün geçirdiklerini ve coşkulu bir toplu açılış töreni gerçekleştirdiklerini anlattı.
Açılış töreninde tamamlanan afet konutlarının anahtar teslimini yaptıklarını, Bakanlıkların ve Rize Belediyesi’nin şehre kazandırdığı eserlerin resmî açılışını da gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Toplam tutarı 1,6 milyar lirayı bulan tüm bu eser, hizmet ve yatırımların Rize’mize ve siz kardeşlerime hayırlı olmasını diliyorum. Bilhassa Ayder’e yaptığımız yatırımları çok çok önemsiyoruz. 2017’deki ziyaretimizde karşılaştığımız manzara bizleri çok üzmüştü. Çocukluğumuzun o temiz Ayder’i gitmiş, yerine derme çatma yapılarla dev salıncaklarla suları, doğası çöple kirlenmiş bir Ayder gelmişti. Vatandaşımızın, buraya gelen yerli yabancı misafirlerimizin şikâyetlerini dinledik. O gün, ‘böyle bir Ayder Yaylası bizi temsil edemez, Ayder’i doğal koruma projemizle şanına yakışır bir hâle getireceğiz.’ demiştik. Hamdolsun aradan geçen süre zarfında sözümüzü tuttuk.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile Ayder Yaylası Koruma ve Yenileme Projesi’ni tamamladık. Bugün de diğer hizmetlerin yanı sıra toplam 1800 araç kapasiteli kapalı otoparkın resmî açılışını yaptık. Böylece güncel rakamla 2 milyar 667 milyar lirayı bulan yatırımla Ayder’i tekrar eski ihtişamına güzelliğine kavuşturduk. İnşallah yarın sabah da Ayder’de olacağız. Afetzede kardeşlerimize ev ve dükkânlarının anahtarlarını teslim ederek sel felaketinin yaralarını sarma sözümüzü tutmanın bahtiyarlığını yaşadık. Rabb’im şehrimizi ve ülkemizi her türlü afetten muhafaza eylesin.”
Rize’ye sadece toplu açılış töreni için değil Rizeli hemşehrileriyle hasbihâl etmek, istişare etmek ve hasret gidermek için de geldiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin yakın çevresinde yaşanan olayları siz de takip ediyorsunuz. Millet olarak neredeyse her gün bölgemizde patlak veren yeni bir krizle uyanıyoruz. Rusya ve Ukrayna bizim Karadeniz’den iki komşumuz. Bu iki komşumuz arasındaki savaş maalesef 2,5 yıldır devam ediyor.” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna savaşında binlerce insanın öldüğünü, şehirlerin yıkıldığını ve çocukların yetim kaldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batılı savaş baronları dışında bu kan deryasından kazançlı çıkan olmadı. Hâlen ateşe benzin döküyorlar, yangını körüklemek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Biz ise barışın ve istikrarın tesisi için çalışıyoruz. İlk günden itibaren hep bunu yaptık, bunun için mücadele ettik. İki komşumuz arasında hakkaniyetli davranarak dengeli politika izleyerek bu ateşin Karadeniz’e sirayet etmesine engel olduk.” ifadelerini kullandı.
Çatışmalar başladığında Türkiye’yi eleştirenlerin ve hatta kışkırtanların Türkiye’ye hak verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aynı durum Gazze’de soykırıma uğrayan kardeşlerimiz için de geçerlidir. 7 Ekim’den beri Türkiye, zulme karşı durarak insanlığın vicdanı oldu. Kimseden çekinmeden, kimseden lafımızı esirgemeden, kimin ne dediğine bakmadan Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için harekete geçtik. İnsani yardımlarda, miktar bakımından, Gazze’ye en fazla yardım malzemesi gönderen ülkeyiz. İştirak ettiğimiz bütün uluslararası toplantılarda, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamları gündeme getirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı dünyasının bu süreçte çok kötü bir sınav verdiğini ve savunduklarını iddia ettikleri değerleri çiğneme pahasına İsrail’in yanında yer aldıklarına dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Önceki gün Amerikan Temsilciler Meclisi’ndeki o rezil sahneleri hep beraber seyrettik. Açıkçası orada gördüklerimiz karşısında insanlık adına biz utandık. Yemek kuyruğunda bekleyen insanları, çadırlarında uyurken vurulan çocukları, hastane kuvözlerinde öldürülen bebekleri düşündükçe gerçekten büyük bir mahcubiyet yaşadık. Mehmet Akif’in ‘Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’ ifadesinde anlamını bulan o değişmez hakikate bir kez daha şahit olduk. Bakınız burada şunu açık açık söylemek isterim. Netanyahu gibi birine kırmızı halı sermek çok daha ileri gidip yalanlarını elleri şişinceye kadar alkışlamak Amerika için büyük bir akıl tutulmasıdır.”
Türkiye’den bazı siyasi partilerin, “Şu anda hükûmet Filistin Başkanı’nı Türkiye’ye davet etsin ve Parlamentoda konuştursun” dediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Size bunu davet etmediğimizi kim söylüyor. Davet ettiğimiz hâlde gelmeyen Sayın Abbas, kusura bakmasın önce bizden ayrıca özür dilemesi lazım. Davet ettik ama gelmedi. Bekliyoruz, bakalım gelebilecek mi? Gelir veya gelmez ama biz Filistin halkının, Filistinli kardeşlerimizin adına zaten söylenmesi gerekenleri her yerde her toplantıda dile getiriyoruz.” diye konuştu.
Kalbinde zerre kadar insanlık olan vücudunda taş yerine kalp taşıyan hiç kimsenin böyle bir vicdansızlığı meşrulaştıramayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Hortlatılmak istenen haçlı zihniyeti tam olarak işte budur. Bir tarafta Temsilciler Meclisi’nde o ‘Hitler müsveddesi’ gibi olanın konuşmasını alkışlayanlar var ama diğer tarafta da Temsilciler Meclisi’nin dışında, bakıyorsunuz orada da yine binlerce insan bunları lanetliyor. 40 bin masumun katilini alkışlayanları gördükçe sadece insanlık için değil kendi geleceğimiz için de endişeleniyoruz. Bugün Gazze’yi yerle yeksan edenlerin o kirli gözlerini yarın Anadolu’ya dikmeyeceklerini kim garanti edebilir?
Bugün Gazze’deki katliama ses çıkarmayanların, aynısı başka ülkelerin başına geldiğinde tepki vereceğini kim iddia edebilir? Bunun için her fırsatta Türkiye; güçlü olmak, caydırıcı olmak, her alanda kendi kendine yeter konumda olmak zorundadır, diyoruz. Ekonomide, savunmada, siyasette, turizmde, güvenlikte, tarımda ve diğer alanlarda tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşmak için koşturuyoruz. Verdiğimiz mücadelenin tek bir gayesi vardır, geçmişte muhannete muhtaç olmanın acısını çok çekmiş bunun bedelini ödemiş ülkemizi, bir daha aynı tercihle karşı karşıya bırakmak istemiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda bu iddialarını hayata geçirmek için çok çalıştıklarını belirterek maruz kaldıkları onca ihanete, sabotaja ve saldırıya rağmen her alanda önemli başarılara imza attıklarını vurguladı.
Ekonomide yılda ortalama yüzde 5,5 oranında büyüme kaydettiklerini, millî geliri 238 milyar dolardan 1,1 trilyon doların üzerine taşıdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, satın alma paritesine göre de Türkiye’yi dünyada 11’nci sıraya çıkardıklarını aktardı.
İhracatı 35 milyar dolardan alıp yaklaşık 256 milyar dolara yükselttiklerini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Turist sayısını 15 milyondan yaklaşık 57 milyona, turizm gelirlerimizi de 54,3 milyar dolara çıkartarak büyük bir başarıya imza attık. Savunma sanayinde göreve geldiğimizde yüzde 80’leri bulan dışa bağımlılığımız bugün tersine döndü, yüzde 20 seviyelerine indi. Artık birçok ihtiyacımızı kendimiz karşılıyor, hatta yıllık 5,5 milyar dolardan fazla savunma ürünü ihracatı gerçekleştiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele konusunda çok iyi bir yerde olunduğuna işaret ederek şöyle konuştu:
“Terör örgütlerinin mevcudiyetini sınırlarımız içinde önemli ölçüde bitirdik, sınırlarımız dışında da teröristlere nefes aldırmıyoruz. Irak’ın kuzeyinde devam eden Pençe Kilit Harekâtı’yla bölücü örgütü sınırlarımızdan epeyce uzaklaştırdık. Suriye’deki operasyonlarımızda zaten aynısını daha önce başarmıştık. Suriye sahasındaki güvenlik kuşağımızın eksik kalan yerlerini, vakti saati geldiğinde inşallah tamamlayacağız. Evlatlarımıza terör tehdidinin olmadığı bir ülke teslim etmekte kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bunları söylerken ekonomide karşı karşıya olunan zorlukları da inkâr etmediklerinin altını çizerek “Bunların üstesinden gelmek amacıyla geçen yıl uygulamaya koyduğumuz Orta Vadeli Program’ın olumlu etkilerini görmeye başladık. Merkez Bankası rezervlerimiz, tarihimizin hiçbir döneminde görmediğimiz bir hızla artıyor. Risk primimiz 700 baz puan seviyelerinden 260 baz puanın altına düştü. Daha çok siyasi sebeplerle alındığımız gri listeden çıktık.” açıklamasında bulundu.
Yıllardır Türkiye’ye haksızlık yapan kredi derecelendirme kuruluşlarının bile haklarını teslim etmek mecburiyetinde kaldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonun ateşi bundan sonra daha hızlı düşmeye başlayacak. Son iki yılda özellikle fiyat balonunun oluştuğu sektörlerde dengelenme hız kazandı. 6 Şubat depremlerinin yaralarını son süratle sararken bütçe dengelerini de iyileştiriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
İstihdam noktasında da sevindirici haberlerin gelmeye devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son olarak mayıs ayı işgücü verileri, rekorlar kırdığımız 2023 senesi yıllık verilerinden bile daha iyi seviyede geldi. İşsizlik oranı bir önceki yıla göre 1,1 puan azalarak yüzde 8,4 seviyesinde gerçekleşti.” ifadesini kullandı.
Herhangi bir yol kazasına mahal vermeden ve popülizm tuzağına düşmeden programı kararlılıkla uygulayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Buradaki tüm kardeşlerimden bize, hükûmetimize ve politikalarımıza güvenmeye devam etmelerini istirham ediyorum. Felaket tellallarına lütfen kulak asmayın. Birlik ve beraberliğimize kastedenlere lütfen prim vermeyin. Türkiye’ye düşmanlık besleyenlerin oyunlarına lütfen gelmeyin. Şunu hiçbir zaman unutmayın Türkiye, bu sürecin sonunda artık çok farklı bir ülke olacak. Türk ekonomisi bu dönemi atlattıktan sonra hedeflerine çok daha hızlı koşacak. Bugünün Türkiye’si nasıl 20 sene öncesiyle kıyas dahi edilmezse emin olun yarının Türkiye’si de bugünden fersah fersah ileride olacak, bundan en küçük bir şüphe dahi duymuyoruz.”