ANKARA-BHA
Prof. Dr. Zakir Avşar köşe yazısında, okuyuculara yalan haberlerin ve dezenformasyonun ciddiyetine dikkati çekti. Okuduğumuz her habere ve duyduğumuz her bilgiye kuşkuyla bakmanın ne kadar zor olduğunu vurgulayan Avşar, şunları söyledi:
Okuduğumuz her habere, duyduğumuz her bilgiye kuşkuyla bakmak ne kadar zor…
Düşünebiliyor musunuz ki, birilerinin tüm işlerini güçlerini bırakıp sadece yalan haber ürettiğini; birilerinin de tüm mesaileri bunları birer birer ortaya çıkarmak üzere harcadığını… Gerçekten tam bir paranoya durumu.
Ama maalesef bu bir gerçek…
“Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı bünyesinde, yalan haberle mücadeleye yönelik oluşturulan birimdir.
Gerek yurt içi gerek yurt dışı kaynaklı algı operasyonlarının, komplo teorilerinin ve manipülasyon girişimlerinin önemli bir parçası olan dezenformasyonun erken aşamada tespitini ve eş zamanlı olarak ele alınmasını hedefler.”
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin önemine değinen Avşar, bu birimin yalan haberlerle mücadele konusunda kritik bir rol üstlendiğini belirtti. Avşar, Türkiye’nin ulusal ya da uluslararası başarıları hakkında ortaya çıkan manipülasyon ve yalanların, iç ve dış kaynaklı algı operasyonlarının önemli bir parçası olduğunu söyledi. Deprem, yangın veya terör olayları gibi duyarlı konularda bile yalanların hızla yayıldığına dikkat çekti.
Yalan haberlere ve dezenformasyona karşı dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Avşar, inanmamak gerektiğini söylerken, okuyucularını bu konuda bilinçli olmaya davet etti. Şöyle devam etti:
“Yalanlarla, iftiralarla, çarpıtmalarla, karalamalarla baş edebilmek için artık böyle bir birime ihtiyaç duyuyoruz…
Burada da çok kıymetli uzmanlar gece gündüz demiyor ve bir kısmı ülke içinden, bir kısmı ülke dışından ama hepsi aynı amaca hizmet eden yalanları, komploları, manipülasyonları birer birer çökertiyorlar…
Deprem olur, sayıları yüzleri aşan yalan haber ve bilgi kirliliği, yangın olur, sel olur, felaket olur hep aynı şey… Terör olayları gerçekleşir, mücadele edilir ama yine aynı kirlilik… Teröristin eylemi ile başaramadığı yalan, hezeyan, manipülasyon ile gerçekleştirilmeye uğraşılır… Türkiye’nin ulusal veya uluslararası bir başarısı olur; yine içerden ve dışardan aynı yapılar devrededir… Hedef gölgelemek, küçültmek…
Gazze’de yine aynı kafayı görürsünüz. Mücadeleyi yok saymak, haksız kılmak, barbarlığı, vahşeti, soykırımı, batının ikiyüzlülüğünü perdelemek için akıl almaz yalanlar devreye sokulur… Türkiye’nin Filistin konusuna yaklaşımı, İsrail’e tavrı tüm açıklığına, dünyanın gözü önünde cereyan etmesine rağmen, ‘one minute’ rağmen, ambargoya, BM kürsülerinden haritalı hakikat seslendirmelerine rağmen çarpıtılmak için her şey yapılır…
Bakın son günlerin yalanlarına…
O kadar çok değişik konularda yalanlar var ki…
“Türkiye’nin BRICS’e Üyeliği Hindistan Tarafından Engellendi” İddiası:
Rusya’ya bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı BRICS Zirvesi kapsamında düzenlenen Genişletilmiş Liderler Oturumunda diğer ülkelerin üyelik süreci gündeme gelmemiş, zirvede BRICS topluluğunun genişlemesiyle ilgili süreç ele alınmamış, dolayısıyla Hindistan’ın Türkiye’nin BRICS üyeliğine engel olduğu iddiası nasıl doğru olabilir ki?
“Uygur Türkü Bir Şahsın Çin’e Sınır Dışı Edileceği” İddiası: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında güvenlik güçleri tarafından 17 Ekim 2024 tarihinde gözaltına alınmış olan kişiye, Çin’e gitmek istediğine dair evrak imzalatılmaya çalışıldığı iddiası gerçek dışı. Ayrıca, bugüne kadar hiçbir Uygur Türkü geri gönderilmemiş.
“Astsubay Mezunları için Yemin Töreni Tasarruf Tedbirleri Sebebiyle İptal Edildi” İddiası: Hem mezuniyet hem eğitim yılı açılış törenleri aksatılmadan gerçekleştirilmiş. Ağustos ve Eylül ayında diploma ve mezuniyet törenleri, Ekim ayında da Millî Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara, Deniz ve Hava Astsubay Meslek Yüksekokullarında “2024-2025 Eğitim ve Öğretim Yılı Açılış Törenleri” yapılmış. MSÜ Kara, Deniz ve Hava Astsubay Meslek Yüksekokulu intibak eğitimini tamamlayan adaylar, düzenlenen törende ant içerek askeri öğrenciliğe adım atmışlar.
“Bu Yıl 4 Bin 85 Lira Olarak Belirlenen Eğitim Ödeneği, Okulların Açılmasının Altıncı Haftasına Girilmesine Karşın Hala Bazı Okullardaki Öğretmenlere Verilmedi” İddiası: Milli Eğitim Bakanlığınca eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olan ve fiilen öğretmenlik yapanlara söz konusu ödemeler yapılmıştır. Öğretim yılına hazırlık ödeneği ödenmeyen öğretmen bulunmamakta.
“Almanya, İltica Talebi Reddedilen Suriyelileri ve Afganları Uçakla Türkiye’ye Gönderiyor” İddiası: Almanya’da iltica talebi reddedilen veya yasal oturma hakkı bulunmayan üçüncü ülke (Suriye, Afganistan vb.) vatandaşlarının hiçbir şekilde Türkiye’ye gönderilmesinin kabul edilmesi söz konusu değil. Görüntülerdeki ses, FETÖ’nün manipülasyon hesapları tarafından farklı görüntüler ve benzer iddialarla daha önce de servis edilmiş yalanlanmış. Derdiniz ne?
Peki bunlarla bitiyor mu?
“Diyarbakır Anneleri’nin Eylemine Şehir Dışından Katılan Anneler Memleketlerine Gönderildi” İddiası… Anneler yerinde. Terörle mücadele hız kesmeden sürüyor. Devlet ve millet elele terörün kökünü kazımaya ahdetmiş…
Hatay’da TOKİ Tarafından İnşa Edilen Deprem Konutlarında Kaydedildiği” İddiasıyla Paylaşılan Bağlantısız Priz Görüntüleri… Devlet daha önceki gün 130 bininci konutu teslim etti, depremzede vatandaşımıza. İki ay içinde sayı ikiyüzbin olacak. Hangi ülke, devlet, millet başarabilir bu kadar hızlı bir şekilde böylesi bir yarayı sarmayı?
Türkiye’ye İran’dan 2 Milyon Afgan Gelecek, Günde 250- 300 Afgan Sınırdan Geçiyor” İddiası… Mümkün mü? Kapılarımızda herhangi bir sığınmacı akını veya göç dalgası söz konusu değildir. Hudutlarımız kamera, termal kamera, radar, dürbün, İHA, foto kapan ve diğer elektronik sistemler ile her türlü iklim ve arazi şartlarında 7/24 kesintisiz olarak korunmakta, kollanmakta ve gözetleniyor…
Bunlar son birkaç günlük süre içinde karşımıza çıkanlar… Dert belli, Türkiye’yi aciz göstermek…
Hepsi yalan… Ama gel gör ki, bıkmadan, usanmadan aynı konularda bazen farklı bazen aynı yalanlar ısrarla tekrarlanıyor…
Ne mi yapmak lazım, inanmamak…”
