Öğrencilik yıllarından beri edebiyata, sanata tutkun olan yazar Hamza ÇELENK; daha o yıllarda çıkan birçok edebiyat, sosyoloji dergilerinde deneme, ve şiirleriyle dikkat çekmiştir. Sağlam üslubu ve şiirinin yapısı itibariyle oldukça dikkat çekici bir çizgi yakalayan Hamza ÇELENK nihayet ,denemelerini ilk kitabıyla taçlandırdı.
Hayata ve medeniyetimize dair dervişâne tutumu, şairliğinden gelen şiirsel üslubu ile keyifle okunacak bir kitaba imza attı Hamza ÇELENK.
Beyan Yayınlarından görücüye çıkan kitap “ Dervişe Sitem” şimdiden okuyucudan tam not aldı.
Manevi temellerinden yoksun kalmış bir yaşamın köksüzlüğünü, şuur kazandırmaktan uzak olduğunu bilen yazar, dinamik bir şiir dilini kullanır denemelerinde.
İnsani duyarlılık ekseninde yalnızca memleket coğrafyasını değil tüm yeryüzünü konu edinen yazarın denemelerinde sosyal problemlerin merkezi bir yer tuttuğu, bunu ölüm, aşk gibi evrensel temaların takip ettiği görülür.
Çağın dayatmalarına direnerek varlıktaki hakikate ulaşmaya çalışan bir derviş görüntüsü çizer denemelerinde Hamza ÇELENK.
Modern yaşamı tenkit ettiği diğer denemelerinde ortaya koyduğu manifesto gibi tavır oldukça çarpıcı ve derinlik arz eder.
Mimarisinden eğlencesine dek asli kimliği yok olmaya yüz tutmuş bir sosyal hayat ve iç dinamikleri sönmüş bir sistem yazarın tahammülünü zorlar.
Metafiziği kendine fon yapan bu deneme üslubunun yaslandığı düşünce planı diğer bütün yazılarında da gözlenir. İnsan, tabiat ve tarih bir devir daim içindedir. Hepsi varlığın orijinine doğru ilerleyen bir seyahattedir.
Yazara göre bu merkez nokta, inanca ve “yaratıcı‟ya uzanır. Oraya doğru uzanan seyahatte ise mücadeleler vardır. Bu mücadeleyi sahih bir şekilde vermek için köklü medeniyetimize tutunmak gerektiğini anlatır.
Denemeleriyle çağını yorumlayan, modernizmin dayatmalarına protest tavır sergileyen, bu bağlamda direniş edebiyatı yapmayan fakat edebiyatla direnmenin en güzel örneklerini sunan yazılarıyla Hamza ÇELENK, “Dervişe Sitem” ile Merhaba dedi bizlere.
Beyan Yayınlarından çıkan, oldukça güzel bu eser raflardaki yerini aldı kitapçılarda, şimdi okuma vakti.
Kitabın arka sayfasından:
…Hey derviş, hani demiştin ya “kitabı, barışı ve onurunu
koru” diye. Doğrudur, ince bir sezgiyle kavranmalı kitabın, barışın
ve onurun sesi. Fakat ben doğmadan kitapsız bırakmışlar babamı.
Dalgasız bir denize dönüşmüş alem, koyu bir cehalet ekilmiş semalarına…
Onursuzluk, onur diye resmedilmiş tablolarıma. Her itiraz için kaldırdığımda
ellerimi, Pandora Kutusu açılıyor ve etrafa dehşet saçıyor
vahşi hayvanlar. Nirvana’ya ulaşamamam için yasaklamışlar incir
ağaçlarının altında diz çöküp yakarışımı. Çarmıhla tehdit ediyorlar
tekrar İsa’yı, denizin kuytu sularını gösteriyorlar Musa’ya. Oysa o
suda boğulanlar kendileriydi…
HİKMET KIZIL