Ankara-BHA
Yazar, “Esma ve Necm” Romanı için yine romanın içine aldığı Ön Sözde şunları aktarıyor:
“Elinizdeki kitap, Allah’ın izniyle Rahmetli anneme on dört yaşında ‘O romanı yazacağım, söz!’ dediğim ‘asıl’ roman(lar)a bir Açılış’tır. Esma anneme, belki sesli olarak ‘Senin de romanını yazarım.’ demedim ama annem bilir ki -ve beni iyi tanır ki- onunla yaptığım her sohbette kurduğumuz o güçlü yürek bağı ile ben ezelden ‘Esma Romanı’ ile de kavlimi yapmıştım / yapmışım…
Annelerimin ilhamı, kokusu, nehri ve dermanı varsa da bu romanda, asıl rehberim Esmayıhüsna’dır… Yüreğimin Yaratan’ı idrak ettiği ilk nefesimden, elimin kalem tutmayı öğrendiği ilk günden, dilimin ve dimağımın kelâmı, kelimeyi, ismi, duayı, ‘mânâ’yı sökebildiği o ilk demden bu yana, ben daima ‘Yaratılış sırrı’nı, ‘kulluğun rükûnları’nı, ‘Allah’ın güzel isimlerinin hayat nehrime lütufları’nı, ‘yirmi dört saatin hikmeti’ni görmeye, ‘ömrün düzenini anlamaya / yaşamaya’ çabaladım; kulluğumu, acizliğimi hiçbir vakit unutmadan… Çok küçük yaşlardan beridir yazıp yazıp durdum; Allah’a lâyık kul olmak için ‘günlerin’ ve ‘gecelerin’ sırrını, yüreğin sırrını, isimlerin, hayatların, seyyahların, şehirlerin, yolların sırrını anlamaya uğraştım. Şöyle pencerenin pervazına dayanıp da geceden sabaha kadar uyumadan ‘sabahın doğuşu’nu beklediğim geceler ve günler pek çoktur. Şükür ki ‘tan yerinin ağarışı’nı gördüğüm de pek çoktur. Demem o ki ‘İsm’in mânâsını, izini ve yüreğe aksini görebilirsiniz, ‘kitap’ta… Muradım ancak budur… ‘O’ istemese yüreğim, dilim ve kalemim acz içindedir…”
“Adamlık Makamı’ Denemesi Ön Sözünde de Yazar şöyle diyor:
“Elinizdeki kitap ‘Nâr-ı Beyza III -Adamlık Makamı-‘… Dedik ya, ‘Denemeler’ serimizin üçüncüsü. Her yazı türünün hangi özellikleri sayesinde, kesin çizgilerle bir başka yazı türünden ayrıldığını iyi bilmemle beraber çocukluğumdan beri ‘deneme’ yazan ben; denemeyi insanın ‘ben’ini ve ‘hayat’ını anlatma cesareti olarak gördüm. (…) Evet, bir yazar izlerini sürdüğü bunca yolu akıl-yürek süzgecinden geçirdikten sonra yazıya döküyorsa ‘deneme’nin içine ya da yamacına zaman zaman hikâye, şiir, sohbet hatta makale türünün girmesi / yanaşması işten bile değildir.
Kaldı ki günümüzde Türk edebiyatımız da dahil olmak üzere tüm dünya edebiyatında tek bir yazı türüne yani ‘anlatı’ türüne doğru hızlıca bir gidiş görülmektedir. Biliyorsunuz ‘anlatı’da her tür harmanlanır. (…) Kitabın nüvesini özellikle ‘Korona günleri’ sırasındaki köşe yazılarım oluşturmaktadır. Biliyorsunuz; korona günlerinde uzun bir süre hepimiz (dünyanın neredeyse tümü) evlerde idik. Hemen her gün herkesin kendisini dışarı dar attığı; adeta kendinden, evinden, hayatından kaçtığı bir dünyada ‘ev’de olmak önce bizleri dehşete düşürdü, şaşkına döndürdü. Ama bir müddet sonra bu zorunlu ev ikâmetini bir avantaja, bir tazelenmeye çevirenler de oldu. İşte ben de bu fırsatla bol bol ‘insanı / insanlığı’ düşündüm. Bu kitap çoğunlukla bu sürecin izlerini taşıyor. Hayır, kaygılanmayın; her zaman yaptığımız gibi aynı demde geçmişe, şimdiye ve geleceğe de uzanacağız. En fazla da ‘insan noktası’na yani ‘aklıselime’ uğrayacak; ‘adamlık makamı’nın kapısını tıklatacağız.”
Tüm kitap marketlerde yerini alan kitaplara Aysima Yayınlarının sosyal medya hesaplarından da ulaşılabilinir. Yazarımızı kutluyoruz, başarılarının devamını diliyoruz.