Yeni yönetmelikle birlikte görev süresi uzatılacak okul müdürlerinin puanlama sistemi açıklandı. Bundan böyle eğitim dünyasının ipleri tabiri caiz ise artık tamamıyla siyaset erklerinin güdümüne girmiş oldu.
Peki, bu durumda oluşacak haksızlık ne olacak?
Eskiden olduğu gibi yine her şey ‘’eski tas eski hamam’’ usulüne dönmüş oldu. Siyasetçiler istediği eğitimciyi istediği yere yönetici yapıyorlardı. Yapılan düzenlemeyle bu haksızlık yapılan düzenlemeyle bir nebze ortadan kaldırılmıştı. Sınava girmek usulüyle atamalar yapılıyordu.
Son olarak öyle bir düzenleme getirildi ki yine eğitim dünyasının okul yöneticileri atamaları eskiden olduğu üzere tekrardan siyasetçilerin eline verilmiş oldu. Mantık şu; Ben halktan aldığım güçle eğitim verecek yöneticiyi de kendim seçerim. Neden? Sorunsuz çalışabileyim, istediklerimi olduğu gibi kabul etsin diye. Bura sezar’ın hakkını da sezar’a vermek gerekiyor. Kâhta’daki bazı müdürlerin değişmesini canı gönülden destekliyorum. Okul müdürü kendisini günün şartlarına uygun vizyon sahibi, bilgi, birikimli, teolojiden anlayan bir donanıma sahip olmalıdır. Okullar kimsenin arka bahçesi değildir. ‘’Balık baştan kokar’’ Yönetici ne kadar işin ehli olursa yetiştirdiği öğrencilerde iyi yetişir.
Bir öğretmen düşünün ki yıllarca köyde çalışıyor aldığı puanlarla köyden şehir merkezine tayin oluyor. Mevzuata uygun istediği daha iyi bir yere tayin olmak için, kurmuş olduğu bütün düzenini terk edip, köye okul müdürü olarak geri gidiyor. Sonra ne oluyor yeni bir yönetmelik şimdiye kadar bütün emeklerini ortadan kaldırıyor. Yazık.
Buraya kadar olanlar işin başlangıcı esas girdap puanlama sisteminde. Okul idaresi ve okul aile birliğine kırk puan, milli eğitim müdürlüğü altmış puan. Bu ne demek oluyor. Bu şu anlama geliyor. eğitim kadrolarının atamasını milli eğitim müdürlüğü yapacak gibi görünüyorsa da dolaylı olarak Siyasetçilerin güdümünde olacağı gerçeğini ortaya koyuyor.
Bu noktada Kâhta milli eğitim müdürlüğünde iddiaya göre meydana gelen bir ilginç trajikomik olayı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Puanlama sonucunda Kâhta’nın bir köyünde olan bir müdür Kâhta milli eğitim müdürlüğüne gider. Yeni atanan şube müdürünün odasına girip sorar; Şube müdürüne sorar ‘’müdür bey siz beni tanıyor musunuz?’’ Şube müdürü de ilk defa gördüğü bu vatandaşa dönüp ’’ hayır sizi tanımıyorum ‘’Der. Okul müdürü de der ki; ‘’Peki beni tanımıyorsanız okul müdürlerini belirleme sürecinde bana nasıl düşük puan verdiniz?’’ Diye dertlenir. Sistemin eksik yönlerini tartışmaya açma bakımından önemli bir örnekleme…
Bir memleketin hayat damarı olan eğitim gibi önemli bir meseleye olan bakış açısını da yeniden gündeme taşımış oluyor. Madem okul müdürlerini puanlama sistemi ile atayacaksınız, onları seçecek olan milli eğitim kadrolarını da seçimle yapma zaruri yeti de otomatik olarak gündeme taşımış olunuyor. Okul müdürlerini milli eğitime, milli eğitim idarecilerini de böylece siyasete bağlanmış oluyor.
Bizim geleceğimizle oynadığınız yeter, geleceğimizin teminatı çocuklarımızı iyi yetiştirecek bir sistem bir gün gelir mi bilmem. Temenni etmekten başka da elimden bir şey de gelmiyor…
Bende bir veliyim, bir gün, bizde insanca yaşama ve yaşatma hakkını elde ederiz belki, kim bilebilir…
Kemal Kutlu