Yapılan açıklamada “Türk siyasetinin gelmiş, geçmiş en kıymetli değeri, Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın, fındık ürünü ile ilgili bir sözünü hatırlatarak yazıma başlamak istiyorum; “Eğer fındık İsrail’in elinde olsaydı, onu siz eczaneden tane ile satın alırdınız.”
Fındık tarımı ve ürünü ile ilgili bugün gelinen durumu gerçek
rakamlar ile özetlemek ve bilgilerinize sunmak istiyoruz. Aşağıdaki bilgiler, her biri farklı yerlerde olan, 6 parça arazide, toplam 7,5 dönüm fındık bahçesinde yapılan bir yıllık çalışmaları ihtiva eder.
2023 yılı gelir ve giderleri, elde edilen net kazanç;
4.200 ₺ Gübre bedeli
1.750 ₺ İlaçlama
7.500 ₺ Bahçe altı otunun temizletilmesi,
1.900 ₺ Patoz ile fındığın çekilmesi (ilk çotanağından ayrılması)
1.500 ₺ Fındık ağaçlarının dibinde biten yeni filizlerin temizlenmesi,
26.600 ₺ İki kişi, 38 yevmiye verilerek toplanması (yevmiye geçen sene 700 ₺ idi.)
5.000 ₺ Bahçe ayıklama, farklı zamanlarda yapılan çalışmalar,
48.450 ₺ Toplam harcamalar
52.350 ₺ Fındığın satışından elde edilen tutar
3.900 ₺ Bir yıllık çalışma sonucunda elde edilen net gelir.
Bu çalışmada, evin normal harcamaları, gurbetten gidiş, geliş yol paraları, araç yakacak giderleri bu rakamlara dahil edilmemiştir.
Yukarıda görüldüğü gibi, giderler her sene % 100 artış göstermiştir. Ya, fındık taban fiyatları; 2020 yılında 22,50, 2021 yılında 30, 2022 yılında 52 ve 2023 yılında ise 84 ₺ oldu.
Bu sene fındık taban fiyatı en az 180 ₺ olarak açıklanmalıdır. Taban fiyatı ne olursa olsun, daha sonra fiyatların açıklanan fiyatların altına düştüğü de acı bir gerçektir.
Bir başka önemli konu ise; miras yolu ile çok hızlı bir şekilde küçülen arazilerde kimse fındık üretmek istemiyor. Bir önceki kuşak köylerde yaşadığı için, kendi işini kendisi yapıyor, yukarıda yazılı masrafların bir bölümünü kendi iş gücü ile telafi ediyordu. Şimdi, köylerde sürekli yaşayıp, bu işleri yapanlar iyice azaldı. Yapmak durumunda olanların da işlerinden izin alarak gelip çalıştıkları göz önüne alınırsa, 5-10 sene içerisinde insanlar ya fındık üretmekten vaz geçecekler, ya da ellerindeki arazilere bakamadıkları, bakım bedellerinin çok yüksek olması ve her aşamada iş yapacak insanların bulunamaması sebebiyle arazilerini satacaklardır. Bu durum ise, yabancıların her köye yerleşmesi demekti” denildi.