Süheyla TAŞCIER/AMASYA-BHA
Çanakkale dik duruştur! Bu dik duruşun adı askerine “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum.” diyen Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal’dir.
Evet Çanakkale, Mustafa Kemal, Nusret Mayın gemisi,Seyit Onbaşı, vatan uğruna omuz omuza savaşan ve kanları birbirine karışan sayısız kahraman demektir. Çanakkale’de deniz dövüldü, gece gündüz oldu ateş toplarından. Gelibolu şehit kanlarıyla toprakla buluştu. Güneş tenini serdi musalla taşına. Tarih böyle bir destan yazmadı öncesinde. Savaş tarihinde bütün ülkelerin bir Çanakkale’si yoktur. Çanakkale,tarihteki en şerefli en namuslu savunmalardan biridir.
Çanakkale Zaferi, Türk Milleti’nin yeniden doğuşunun ışığıdır. Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılık Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini ateşlemiş ve Milli Mücadele’nin zaferle taçlanmasını sağlamıştır. Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık ve hürriyet söz konusu olduğunda ne denli kararlı ve kahraman olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir “Anıt cephe” dir. Çanakkale, askeri dehasıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı, onun önder niteliği kazandığı savaştır.
Savaş acımasızdır. Savaşlar öykü ve şiirleriyle beynimizin kıvrımlarında yaşarken, türküler ve yüreğimize işleyen ağıtlarla kuşaktan kuşağa ölümsüzleşir. Savaşın acımazsızlığını da en iyi asker mektupları anlatır. Korkunun yüreklerden korktuğunu, havan topları ve şehitlerin yanı başında yazılan mektuplar anlatır bize. Açılan her mektup kocaman yürek ve geride bıraktığı, göz yaşı olsa da gururlu aile.
Çanakkale savaşında, şehit düşen askerlerin potinlerinden ve cebinden çıkan mektupları günümüz diliyle, şiir ve senaryo repliklerimle anlatıyorum.
