Kars’ta 49. haftasında sağlık çalışanları ve tıp ve diş hekimliği fakültesi öğrencileri, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek için düzenledikleri sessiz yürüyüşlerini devam ettirdi.
Her hafta olduğu gibi Fethiye Camisi’nin önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, taşıdıkları pankart ve yazılarla Bedesten’e yürüdü.
Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla Gazi Ahmet Muhtar Paşa Caddesi’nden yürüyüşe başladı. Faikbey ve Kazım Paşa caddelerinden Kars Kalesi bölgesindeki Gazi Kars Bedesten’e kadar sessiz yürüyüş yapan grup üyeleri hayatını kaybedenler için dua okudu.
Grup adına konuşan Kafkas Üniversitesi Diş Hekimliği 2. sınıf öğrencisi Zehra Altun, “Sessiz Yürüyüşümüzün 49. haftasında tam 378 gündür yalnızlığa terkedilen, barbar İsrail ordusu tarafından zulme uğrayan buna rağmen davasında tereddüt etmeyen Gazzeli kardeşlerimiz için yeniden buradayız.” dedi.
Altun açıklamasını şöyle sürdürdü: Bundan 14 asır evvel, Hazreti Peygamber henüz hayattayken Ürdün nehrinin doğusunda Mute köyünde İslam orduları ile onlardan kat kat üstün gözüken, dönemin “süper” gücü Bizans’ın orduları karşı karşıya geldi. Zeyd bin Hârise’nin komutasında başlayan muharebede Zeyd şehit düştü ve yerine Cafer bin Ebu Talip komutayı devraldı.
O da şehit düşünce Abdullah bin Revaha orduyu kontrol etmeye başladı. En son Abdullah bin Revaha’nın da ruhunu hakka teslim etmesinin üzerine Halit bin Velîd mağlubiyete doğru ilerleyen harbin seyrini değiştirdi ve Bizans güçlerinin geri çekilmesini sağladı. Bu harbin intikamını almak 3 sene sonra henüz 20 yaşında bir genç olan Üsame bin Zeyd’e nasip oldu.
Bu asrın başında, bundan 20 sene evvel Şeyh Ahmed Yasin şehit edildi, direniş devam etti. Bir çocuk hekimi olan Abdülaziz el-Rantisi ondan bir ay sonra hakka kavuştu, direniş devam etti. 2 ay önce İsmail Haniye suikaste uğradı, direniş yine devam etti. Bugün Yahya Sinvar, hiç ummadıkları yerde, çatışmanın, kavganın göbeğinde karşılarına çıktı ve kendisine olabilecek en kutlu ölümlerden biri nasip oldu. Ey zalim eşkıyalar, şimdi bu direniş biter mi sanıyorsunuz? Millet-i İslâmın bağrından onun intikamını almaya can atan nice Üsameler filizleniyor.
2 milyarlık İslam ümmetinin izzetini, namusunu savunmak gibi ağır bir yükü omuzlayan 2 milyonluk Gazze halkı ve onun hekim ve sağlık çalışanları; üzerine düşen mücadeleyi hakkıyla yerine getirirken, dünyanın geri kalanı bu zulmü bir film seyreder gibi seyrediyor. Bizler gibi bu zulmü kabullenmeyen, zulüm karşısında ben ne yapabilirim diyen her bir fert için BOYKOT çağrımızı yineliyoruz.
Boykot; haksızlığa karşı bir duruş, bir haykırış ve bir meydan okumadır. Katillerin en büyük güç kaynağı olan iktisadi güçlerine karşı açılmış bir savaştır.
Boykot her bireyin ve devletin üzerine zarurettir. Dolayısıyla buradan yöneticilerimize sesleniyoruz:
Hastanelerimizde zulme gizli ya da açıktan destek veren hiçbir firmanın ilaçlarını istemiyoruz.
Türkiye üzerinden İsrail’e petrol akışının durdurulmasını ve Türkiye’den giden ticari gemilere izin verilmemesini talep ediyoruz verilmemesini talep ediyoruz.
Şuna emin olun ki, bu taleplerin yerine getirilmesi için ödeyeceğiniz her türlü bedele bizler hekim ve sağlık çalışanları olarak ve bu davaya gönül vermiş tüm hak erleri olarak bedenimiz ve ruhumuzla ortak olmaya hazırız.
Dünyadaki en özgür kara parçası olan Gazze’ye ve onun hür insanlarına selam olsun…”
Basın açıklamasının ardından grup dağıldı.