“İran tarafından açıklanan resmi verilere göre 100 den fazla kişi hayatını kaybetti”
Toplanan Adıyaman İl Kadın Platformu üyeleri adına açıklamada bulunan Eylem Yıldırım,“Günlerdir dünyanın her yerinde kadınların öfkesi ve isyanı katlanarak büyüyor. Erkek devlet şiddeti bir kadını daha yaşamdan kopardı.İran’ın Tahran kentinde baş örtüsünü “İslami kurallara” göre takmadığı gerekçesiyle “ahlak polisi” tarafından gözaltına alınıp, ardından işkenceyle katledilen Mahsa Amini için kadınlar öncülüğünde başlayan ve daha sonra rejim karşıtlığına dönüşen eylemler büyüyerek devam ediyor. Kadınlar toplu halde başörtülerini çıkarıp ateşe vererek, saçlarını keserek, mücadelelerini yeni bir boyuta taşıyor. Kadınlar öncülüğünde başlayan direniş zamanla gerici molla rejimi karşıtı gösterilere dönüştü, üniversiteler, sendikalar greve başladı. Birçok şehirde halk sokaklara çıktı. İran tarafından açıklanan resmi verilere göre 100 den fazla kişi hayatını kaybetti. En az 700 kişi işkenceyle gözaltına alındı. Uluslararası Af Örgütü 20 kentte protestoculara gerçek mermi sıkıldığına dair kanıt olduğunu açıkladı. İran’da 1979’dan bu yana kadınlara, devletin anti demokratik yapısını ve erkek egemenliğinin gücünü temsil eden başörtüsü dayatılıyor. İranlı kadınlar 43 yıldır faşist molla rejiminin sözde “ahlak polisleri” tarafından, taciz ediliyor, şiddete maruz kalıyor, tutuklanıyor, idama mahkûm ediliyor. Türkiye’de de kadınlara ve farklılıklara düşman hukukuyla yaklaşımın sonucu açığa çıkan tablonun aslında İran’dan hiç de farklı olmadığını görüyoruz.”dedi.
“Coğrafyalara göre biçim değiştirse de şiddetin aynı sistemden beslendiğinin farkındayız”
Kadınlar olarak coğrafyalara göre biçim değiştirse de şiddetin aynı sistemden beslendiğinin ileri süren Yıldırım, “Sayısı her gün artarak katliama dönüşen kadın cinayetleri, bin bir emekle elde edilen kazanımlarına sahip çıkmak için direnen kadınlara yöneltilen polis şiddeti, gözaltı ve tutuklamalar, cezaevlerindeki kadınlara işkenceye varan uygulamalar, kadın katillerine uygulanan haksız tahrik indirimleri, kadınları şiddet dolu aile içine hapseden politikalar, İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı feshi, nafaka hakkının gaspı, yasaklanan konserler, LGBTİ+lara yönelik devlet desteğiyle örgütlenen nefret eylemleriyle açığa çıkan tablo, aslında İranda’ki molla rejiminin Türkiye’deki yansımasıdır. Biz kadınlar, coğrafyalara göre biçim değiştirse de şiddetin aynı sistemden beslendiğinin farkındayız. Sınırları aşan dayanışmamızın gücü de buradan geliyor. Bizler de Adıyaman Kadın Platformu olarak Türkiye’den İranlı kadınların sesini yükseltiyoruz. Mahsa Amini’nin katili İran Molla rejimidir. Mahsa’nın katili erkek egemen sistemdir. Mahsa’nın ve İranlı kadınların mücadelesi hepimizin mücadelesidir diyoruz” şeklinde konuştu.
Toplanan kalabalık daha sonra sesiz bir şekilde dağıldı.