Sosyal ve politik sorunların çözümlenemediği, katılımcı demokraside ve hukukun üstünlüğünde sorunların çoğaldığı ve ümitlerin azaldığı, katılımcı demokratik yönetimin çok zayıf olduğu, küresel ekonomik krizlerin ve savaşların çoğaldığı bir çağda umutsuzca halk tabanında bir değişim talebi gözükmekte.
Bu bağlamda Kâhta’mızda da süre gelen kısır döngüden kurtulmak için yeni bir ufuk ve vizyon arayışı halkta hissedilmekte. Mevcutların yetersizliği gün gibi aşikâr denilmekte. Mevcut tablodan ve mekanizmadan memnun olmayan bir kitlenin her geçen gün arttığını, memlekete olan inancın ve hayallerin birer hüsrana ve hayal kırıklığına dönüştüğünü maalesef üzülerek görmekteyiz.
Naçizane bir şey söylemek gerekirse Kâhta; adil, güçlü, cesur, başarılı, vizyoner bir halk platformuna ihtiyaç duymakta. Bu platformda karizmatik liderden öte katılımcılığı özümsemiş bir koordinatör gibi çalışabilecek bir öncü gerekmektedir. Kardeşliğin eşitliğin, özgürlüğün hâkim olduğu, herhangi bir imtiyazın ve ayrıcalığın olmadığı, nepotizm ve akraba kayırmacılığın olmadığı bir modern dünya şehri Kâhta yaratacak bir yönetim zihniyeti gerekmektedir.
Bunun için sorunların çözme inancı olan tüm Kâhtalıların bir platform etrafında toplanıp projeleriyle, ilkeleriyle Kâhta halkıyla birlikte bu kısır döngüden kurtulmaları gerekir.
Parti kutuplaşmalarıyla, çelişkileri derinleştirerek, demagojiyle taraftar devşirme son bulmalıdır. Bilimin, demokratik yönetim ve çözüm bulma sanatıyla Kahta halkının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Gördüğüm kadarıyla aslında Kâhta’mızda böyle bir potansiyel mevcut ve temennim bu sefer bu potansiyelin heba olmaması ve Kâhta’mız için hayır ve refaha dönüşmesidir.
Dolayısıyla Kâhta’nın acil ve temel ihtiyacı yeni bir başkan bulmaktan öte yeni bir ütopya, yeni bir hikâye yazmak ve yeni bir başlangıç yapabilmek. Bunu başaracak insanların da mutlaka bir gün kaderin ve tarihin sorumluluğunu yükleneceklerine kuşkusuz inanıyorum.
Artık veraset sistemine son verecek farklı bir sürece girilmeli…