İkinci Cihan harbinden sonra bölgemizde karasabandan traktör devrine geçilmesiyle açlık yılları geride kaldı buğday üretimi bir hayli arttı. Böylece 1. Cihan harbinde nüfusu seferberlikle birlikte bir hayli azalmış olan bölgemizde nüfus patlaması yaşandı. 70’lı yıllara gelindiğinde yoksul halk kitlesi Çukurova’ya ırgat olarak gitmeye başladı. 90’lı yıllarda tütün yaygınlaştığından ırgatlık azaldı.
Fakat tütüncülüğe getirilen kısıtlamalardan sonra bölge halkı alternatifler aradı. Bunlardan bir tanesi meyvecilik geliştirilmesi oldu.
Öncelikle nar, üzüm bahçeleri kuruldu. İstenilen verim alınamayınca özellikle Kahta’nın doğusunda son yıllarda badem bahçeleri gün geçtikçe çoğalmaya başladı. Özellikle Mirdes beyzadelerinin geniş topraklarında bademcilik yapılmakta. Rahmetlik dostumuz Ferman Yıldırım’ın topraklarında bahar gelince badem çiçekleri yeşil cenneti gözler üzerine sermekte. Rahmetlik Ferman o bölgede ilk modern bahçeciliği deneyen şahıstır. O zaman elma üretimini geliştirmeye çalıştı. Bu vesileyle Ferman’ın hatırasını canlı tutarak rahmet diliyorum.
Neden bademcilik tercih edilmekte, çünkü dünya piyasasında iyi bir ihracat ürünü. Bölgemize döviz girişi olmakta ve bu muhakkak istihdama da yansıyacaktır. Son yıllarda Kahta Organize Sanayi’de badem işlemeleri yapacak fabrikaların faaliyete geçmesi istihdamı artırmakta.
Fakat bir çelişkiyi de dile getirirsek, bademcilik yapılan alanlarda daha önce bölgede tüketilen hububat, baklagiller, kavun, susam vb. ürünler yetiştirilirdi. Şu an ise bunların üretimi çok azalmıştır. Bu ürünler dışarıdan gelmekte ve dolayısıyla nakliye vb masraflardan dolayı pahalıya mal olmakta.
Bademcilik muhakkak faydalıdır, fakat tarımsal üretimde çok çeşitlilik muhafaza edilmesi şartıyla. Yani bölgede ihtiyaç olan diğer ürünlerin de yetiştirilmesi gerekir. Bu konuda en büyük görev Kahta Ziraat odasındadır. Ziraat odasının çiftçilerle birlikte çok çeşitli tarımı planlama yapması gerekir.
Pandemi devrinde yerel üretimin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı.
Hülasa-i kelam Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım. Yani ihracat ürünü yetiştirelim derken bölgemizdeki çok çeşitli tarımı yok etmeyelim. En doğrusu çok çeşitliliği zeytincilik, bademcilik, Antep fıstığı yetiştiriciliği gibi ürünlerle zenginleştirmek olacaktır.