Alışmışız eğitimimiz kötü demeye, gerçekten de eğitim durumumuz içler acısı, maalesef eğitimimiz bu durumda. Bunun sebepleri vardır; sebeplerin bir tanesi, devlet politikamızın eskiden beri doğuya ve güneydoğuya yeterince katkı sunmaması. Diğer bir sebepte biz öğrenci velilerin eğitime bakış açısı.
Adıyaman Türkiye Eğitim başarı sıralamasın da, 81 ilimiz içerisinde 79, 75. Sıralarda iken 2014 yılındaki TEOG sıralamasında 47 sıralarına yükselmesine sevinirken, eğitimin başarılı olmasını nasıl bekleyebiliriz. Adıyaman Valisi Demirtaş’ın son konuşmalarında ‘’Adıyaman’ı önümüzdeki yıllarda 20. Sıraya çıkaracağız’’ sözü şahsen beni umutlandırdı. Bir vali yardımcısını da eğitimle görevlendirmiş olması da kararlılığını ortaya koyuyor. Sayın valimizden de Kâhta eğitimini yükseltmek, yeterli seviyeye getirilmesi için beklentilerimiz yüksektir.
Lord Baraughav’unda dediği gibi ‘’Eğitim, bir insanın diktatör olmasına değil, önder olmasına yarar’’
Bu konuda Kâhta ilçe Kaymakamı Dede Musa Baştürk’ten de özellikle Kâhta Eğitimini bu kötü durumdan çıkarmak için bazı araştırmalar üzerinde çalıştığını bilmek çok sevindirici. İnşallah eğitim seviyesini yukarılara çıkarmak için gayret saf ederler.
Geçenlerde Kâhta Kubilay İlköğretim Okulunun Veli toplantısına katıldım. Gözlemlediğim kadarıyla sizlere de aktarayım. Toplantının bir araya gelme amacı, okul aile birliğini seçmek ve okuldaki başarıyı yükseltmek için okulda açılan kurslarla alakalı velileri bilgilendirmek.
Toplantıya katılan öğretmen sayısı neredeyse 40 kişi, toplantıya katılan veli sayısı 50 kişi olması eğitime ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor.
Eğitimde başarı nasıl yükselecek?
Eğitimdeki eğitici kadroları yeterli mi?
Milli Eğitim Müdürümüz kendi başına kararlar alabiliyor mu?
Okul Müdürlerinin siyaset güdümüyle seçilmeleri, eğitimin başarısını düşürüyor mu?
Yeni Müdürlerin çoğunluğu eğitimi düşüren etkenlerden midir?
‘’Eğitim görmüş bir halkı idare etmek kolay, köleleştirmek imkânsızdır’’ Lord Brougham’ın sözleri her şeyi daha net açıklıyor.
Siz çocuğunuzun okul toplantısına gitmezseniz bilgi almazsanız, durumunu öğrenmezseniz başarı nasıl gelecek söyler misiniz? Olmaz ahali olmaz. Okul müdürünün öğrenci velilerinin evlerine ziyaretlerle alakalı verdiği bilgi beni hayrete düşürdü. Öğretmen ders dışında öğrencinin durumunu görüşmek için evine gitmek için randevu talep ediyor veli gelmenize gerek yok diyebiliyor. Hatta eve giden bazı öğretmenlere biz uygun değiliz diyerek evine dahi kabul etmiyor, yazık! Birde çıkıp diyoruz ki çocuğumuz başarılı değil, kardeşim nasıl olacak? Bu şartlarda başarının gelmesi mümkün mü?
Ziya Gökalp demiş ki ‘’Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur’’ başarının değerine paha biçmek kolay değildir. Ama çocuğumuza başarıya kanalize etmek bizim elimizdedir.
Kendi kendimizi kandırmayalım, her şey ortada. Ne yazık ki eğitime yeterince önem vermiyoruz. Birçoğumuz okula hiç uğramıyoruz. Veliye soruyorsunuz, beyefendi çocuğunuz kaçıncı sınıf şaşırıp duruyorsunuz. Yeni dönemdeki sınav sitemlerini zaten birçoğu bilmiyor, bu da işin bir başka yönü.
Beyler şapkamızı önümüze koyup, düşüneceğiz. Biz nerede yanlış yapıyoruz. Öncelikle sorunu tespit, sonrasında da çözüm arayışlarını arayacağız.
‘’Bana bir harf öğretenin kırk yıllık kölesi olurum’’ diyen Hz. Ali eğitimin ne kadar önemli olduğuna dikkatimizi çekmemiş midir?
Başka çaremiz yok, geleceğimizin teminatı çocuklarımız okuyacak, okuyacak, okuyacak…
Kemal Kutlu