Bu haftaki makalemde, elimden geldiğince kerpiç damlı toplamda şahit olduğum başkalaşıma değinmek istiyorum.
70’li yılların Kahtasında nüfusun % 99’u kerpiç damlarda otururdu. Kendi kendine yeten bir toplumdu. Geleneksel aşiret ve kabile yapısı halen etkiliydi. Bireyler bu yönleriyle bilinirdi. Çoğumuz Zile Tepe lastik ayakkabılar giyerdik, ağa ile fakir arasında yaşam standartı itibariyle binlerce kat fark yoktu. İnsanlar çok maskeli değillerdi, sade ve mütevazi idiler…
Günümüzde Zile Tepe ayakkabıları giyenlerin torunları büyük bir başkalaşım içerisindeler. Bazıları, Farklı maskelerle ırgat toplumda oligark olmaya çalışmaktalar.
İnsanoğlu doğar büyür ve hayatını idame etmek için birtakım çalışmalar içerisine girerek gelişir. Gün geçtikçe hayatın hengamesine kendini öyle bir kaptırır ki nerede, nasıl, neden, ne şekilde geldiğini, büyüdüğünü zamanla unutuverir.
Aslında hepimiz bu mekanda misafir olduğumuz gerçeğini nankörce öteleriz. Fani olduğumuzu unutur, ölümlüler olarak ölümsüzlerle yarışa gireriz.
Zaman geçtikçe kimimiz mimar, avukat, sağlıkçı, doktor, mühendis, işçi, siyasetçi olur hayatımızı idame ederiz. İşte herşey burada devreye girer. Gerçeğimizden uzaklaşır sahte arkadaşlıklar, dostluklar hatta sahte sevgiler kurarız.
Hayatımızı tüketince farkında olmayarak insanlığımızı da tüketiriz. Bulunduğumuz mevki makamların geçici havasına kapılıp, geldiğimiz yolu unutur sahte maskeler takarız. Fakat şu da unutmamalı ki; hayat çarkında hakikate sım sıkı sarılıp adam kalabilenlerde vardır. İstediğiniz kadar uğraşın, oyun kurun nafile. Öyle çelik bir karektere sahiptirler ki kötülüğün içine çekemezsiniz…
Çevremizde doğrular olduğu gibi yanlışın peşine düşen, insan olmaktan korkanlar vardır. Varsa yoksa yaşadıkları günün rüzgarına kapılıp uzak yarlara savrulup, günü kurtarma adına herşeyleri sahte yaşarlar. İşleri, çevreleri, dostlukları hatta sevgileri, hisleri bile sahtedir. Kaybetmemek adına taktıkları bu sahte maske onları esir alır.
Bu duyarsızlık, sahtecilik, riyakarlık nereye kadar sürecek? Elbetteki herşey gibi birgün bunun da sonu gelecek. Bu ağır yükle yaşamak zor gelecek onlara. Çünkü, gerçek hayat her zaman bizlerin, fanilerin bu gök kubbe altında yanıbaşımızdadır!
Sevgiyle kalın.
Kemal KUTLU