ANKARA-BHA
Türkiye, Suriye’deki terör örgütlerine yönelik art arda uyarılarda bulunurken Milli Savunma Bakanlığı kaynakları da sınır ötesi operasyon için ilk sinyali verdi. Şimdiye kadar diplomasiye zaman tanınırken kum saatinin dolmaya başlamasıyla birlikte MSB‘den yapılan açıklamada “Terör örgütü PKK/YPG silah bırakmazsa sınır ötesi yeni operasyonlar yapılır” ifadeleri yer aldı.
61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’de yeni bir dönem başlarken sınırımızdaki terör unsurları tehlike arz etmeye devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kabine sonrası yaptığı “Bir gece ansızın gelebiliriz” açıklaması ve ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Askeri harekât olmasını istemiyorsanız bizim ve yeni yönetim tarafından şartlar ortada. Ya bunun gereğini yerine getirip silah bırakacaklar ya da silahlarıyla birlikte o topraklara gömülecekler” resti sonrası sınırdaki birlikler, muhtemel bir harekât için teyakkuza geçirildi.
Söz konusu operasyon için Milli Savunma Bakanlığı kaynakları da bugün yaptıkları açıklamayla ilk sinyali verdi. MSB’den yapılan açıklamada “Türk Silahlı Kuvvetleri, terörizme karşı küresel iş birliği ve uluslararası dayanışmanın önemine inanmakta, bu bağlamda uluslararası toplumdan PKK/YPG/SDG gibi terör örgütlerinin terörist organizasyonlar olarak tanınmasını ve terörle mücadele konusunda daha etkin bir iş birliği yapılmasını beklemektedir.
TSK, terörist grupların desteklenmemesi gerektiğini ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini her fırsatta dile getirmektedir. Suriye’de su kaynakları, enerji üretimi ve bölgesel güvenlik açısından stratejik öneme sahip bir nokta olan Fırat Nehri üzerindeki Tişrin Barajı, terör örgütü PKK/YPG/SDG tarafından son savunma hattı olarak değerlendirilmektedir. TSK, Suriye’nin Tişrin Barajı bölgesinde PKK/YPG/SDG terör örgütü tarafından gerçekleştirilen masum sivilleri canlı kalkan olarak kullanma girişimini şiddetle kınamakta ve bu tür eylemlerin akla ve mantığa, uluslararası hukuka, insan haklarına ve insanlığa aykırı olduğunun altını çizmektedir.
PKK/YPG/SDG’nin Tişrin Barajı bölgesinde sivilleri canlı kalkan olarak kullanması, hatta aralarında sivil giyimli terörist grupları da bölgeye sevk etmesi sadece terörist grupların gerçekleştirebileceği bir hareket olup, insan hakları ihlali anlamına gelmektedir. Bu tür eylemler, terör örgütlerinin kendi çıkarları uğruna masum insanların hayatlarını hiçe sayan acımasız yöntemleridir. Kandil zihniyetinin yönlendirdiği bu faaliyet, Kürt kardeşlerimizin lehine olmaktan çok onlara yeni sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Terör örgütlerinin sivilleri kendi çıkarları uğruna canlı kalkan olarak kullanması, sadece insanlık dışı bir yaklaşım değil, aynı zamanda terör örgütlerinin çaresizliğini ve ahlaki çöküşünü de gösteren bir eylemdir. Bölgedeki gelişmeler, hem Suriye’nin iç güvenliği hem de Türkiye’nin sınır güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır.
TSK; PKK/YPG/SDG gibi terör örgütlerinin bu tür stratejik altyapıları kullanarak bölgedeki istikrarı bozma çabalarını engellemeye kararlıdır. TSK, ülkemizin ve hudutlarımızın güvenliğini sağlamak ve ülkemizin hak ve menfaatlerini korumak maksadıyla Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve halkının barışçıl çözüm arayışlarına saygı göstererek, terörist grupların silah bırakmaması durumunda sınır ötesi operasyonlarını sürdürme azim ve kararlılığındadır. Bu kararlılık, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın meşru müdafaa hakkı ilkesi çerçevesinde terör örgütlerinin faaliyetlerine son vermek amacıyla bölgede barışı tehdit eden tüm terör unsurları ortadan kaldırılıncaya dek sürdürülecektir.
En uzun kara sınırına sahip olduğumuz komşumuz Suriye’de ortaya çıkan yeni süreci memnuniyetle karşıladığımızı, Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkının yanında olacağımızı, bölgede kalıcı güvenlik ve istikrarın tesisi için desteğimizi yeni yönetimle yakın iş birliği içerisinde ve daha güçlü bir şekilde sürdüreceğimizi, Suriye’nin savunma ve güvenlik kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik hazırlıklara devam edeceğimizi, bölgede hiçbir terör oluşumuna ve hiçbir oldu bittiye asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.”
İsrail’in saldırılarına ilişkin Tuğamiral Aktürk, “Öte yandan aylardır Gazze’de masum sivilleri katleden ve 45 binden fazla Filistinlinin ölümüne sebep olan İsrail, uluslararası hukuku ve tüm insani değerleri ayaklar altına almaya pervasızca devam etmektedir. Orta Doğu’yu şiddet ve kaosa sürükleyen İsrail’in saldırılarının durdurulması, Gazze’de kalıcı ateşkes ilan edilmesi ve bölgeye insani yardımların ulaştırılması için uluslararası toplum üzerine düşen sorumluluğu bir an önce yerine getirmelidir. İsrail’in Lübnan’da ilan edilen ateşkese uyması ve Suriye’ye müdahalede bulunmaması bölgemizin istikrarı için şarttır. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulmasının olmazsa olmaz olduğunu bir kez daha vurguluyoruz” dedi.
Yerli ve milli savunma sanayiinin TSK’nın imkan ve kabiliyetlerini arttırdığını dile getiren Tuğamiral Aktürk, “Taktik Tekerlekli Araçlar Projesi kapsamında muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanan muhtelif miktarda yerli motorlu (Tuna Motor) Kirpi-2 aracı, yarın (10 Ocak) düzenlenecek törenle Kara Kuvvetlerimize teslim edilecektir. Ayrıca Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca çeşitli miktarda T-70 Genel Maksat helikopteri, Dragoneye-2 termal kamera, Zırhlı Tanksavar Aracı-UMTAS CİRİT/Paletli silah sistemi ile modernizasyonu tamamlanan M60T tankının muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır” ifadelerini kullandı.