Bilindiği üzere salgın hastalıklar tarihte çok büyük felaketlere sebep olmuşlardır hatta medeniyetlerin yok olmasına dahi yol açmışlardır. Bu koronavirüslerin yol açtığı hastalığıda bu tarihsel açıdan görmekte fayda vardır. Sovyetlerin yıkılışıyla ortaya çıkan küreselleşme ve uluslararası ticaret 30 yılda çok etkili oldu. Şimdi bu virüs küresel ticareti felce uğratmıştır.
Ne yazık ki çaresi henüz bulunamayan uzadıkça öldürücü etkisini artıran insanlığı tehdit eden ve yeni bir yaşam tarzına mecbur kılan , tedbir kurallarını nefes haline getiren bir gerçekle yaşamaya başladık.
Hükümetimiz uymamız gereken kurallar çerçevesinde bir dizi programları açıkladılar. Ekonomik paketleride uygulama çabası içindeler. Bu tedbirlerin yaşamımızdaki etkilerini zamanla hep beraber göreceğiz. Ama en mühim olan, bu kaçınılmaz salgına herkesin bireysel ve ailesel yatkınlık çabası ve izolasyona bağlılıkla devam etmesi olacaktır.
Burada bütün dünya halklarının işbirliği yapması gerektiği gibi ülkemizde de bütün herkesin, tüm partilerin, ulusal kurumların sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içerisinde olması farzdır.
Her ne kadar hükümet 2 milyon aileye 1000 YTL ödeyecekse dahi bunun yeterli olamayacağını hepimiz biliyoruz, ama ne yapılabilir?
Böyle bir salgın felaketinde sosyal dayanışma ve yardımlaşma olmaz ise daha ne zaman olacak?
Benim önerim bu sene zekat, fitre, adak, kurban, hac ve umre paralarının yurttaşlar tarafından her ilçede oluşturulacak bir fonda toplanması ve bu toplanan paralarla toplumun en zayıf tabakasının desteklenmesidir.
Her zaman olduğu gibi el birliğiyle ve toplumsal dayanışma içinde bu zorluğun da üstesinden geleceğimize inanıyorum.