enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Sessiz kalmanın sosyal anlamı değişiyor mu? – Birlik Haber Ajansı

Sessiz kalmanın sosyal anlamı değişiyor mu? – Birlik Haber Ajansı
REKLAM ALANI
01.03.2025
0
A+
A-

ANKARA-BHA

Son zamanlarda sosyal medyada garip bir şey fark ettiniz mi? Eskiden herkes sürekli bir şeyler paylaşıyor, beğeniyor, yorum yapıyordu. Şimdi ise insanlar daha çok izliyor ama etkileşime girmiyor. Paylaşımlarınızı görüp yorum yapmayan, hatta beğeni bile bırakmayan bir sürü insan var. Sanki görünmez bir kitle, her şeyi takip edip sessizce geçip gidiyor.

Peki bu gerçekten insanların bilinçli bir tercihi mi? Yoksa sosyal medya dinamikleri bizi stratejik bir görünmezliğe mi itiyor?

Bir düşünün: Eskiden sosyal medyada popüler olmak için sürekli içerik üretmek, etkileşim almak ve gündemde kalmak gerekiyordu. Hatta “Ne kadar beğeni, o kadar prestij” gibi bir algı vardı. Ama son yıllarda işler değişti.



Türksat 6A'nın ilk test yayını başarıyla gerçekleştirildi

Türksat 6A’nın ilk test yayını başarıyla gerçekleştirildi

Özellikle gençler arasında yeni bir akım var: Az paylaş, daha değerli görün. Sürekli paylaşım yapanlar bazen “fazla hevesli” ya da “takıntılı” olarak görülüyor. Artık sosyal medyada statü göstergesi, az paylaşarak daha çok merak uyandırmak oldu.

Bu dönüşüm gerçekten bireysel bir seçim mi, yoksa dijital dünyanın dayattığı yeni bir sosyal norm mu?
Stratejik Görünmezlik: Yeni Bir Statü Göstergesi mi?
Geleneksel olarak, çevrim içi dünyada aktif olmak sosyal statüyle doğrudan bağlantılıydı. Sosyolog Pierre Bourdieu’nün Sosyal Sermaye Teorisi (1986), bireylerin statülerini sadece maddi güçleriyle değil, sosyal çevreleri ve kurdukları bağlantılarla da inşa ettiğini öne sürer. Eskiden bu bağlar, daha fazla paylaşım yapmak üzerine kuruluyken, günümüzde sosyal sermaye daha az paylaşarak merak uyandırmak üzerinden şekilleniyor.
Benzer şekilde, ekonomist Thorstein Veblen’in “Gösterişçi Tüketim” (Conspicuous Consumption) kavramı, bireylerin sosyal statülerini göstermek amacıyla belirli tüketim alışkanlıklarına yöneldiklerini belirtir. Veblen’e göre, tüketim yalnızca ihtiyaçları karşılamak için değil, aynı zamanda bir statü göstergesi olarak da yapılır. Bu kavram, günümüzde sosyal medyada da kendini gösteriyor: Eskiden bireyler sosyal medyada paylaşımlar yaparak görünür olmayı statü olarak görürken, artık daha az paylaşarak ve ulaşılmaz görünerek prestij kazanıyorlar.
Ancak son yıllarda, özellikle genç kuşaklar arasında farklı bir algı ortaya çıkmaya başladı: Daha az paylaşmak, daha fazla merak uyandırmak anlamına geliyor. Sürekli paylaşım yapmak, “ilgi açlığı içinde” olmakla ilişkilendiriliyor. Dijital dünyada statü göstergesi artık daha az paylaşarak ulaşılamaz ve gizemli görünmek oldu.
Özellikle Instagram ve TikTok’ta pek çok kullanıcı, fark edilmemek için bilinçli olarak beğeni yapmıyor. Lise öğrencileri, arkadaşlarının paylaşımlarını görüyor ama tepkisiz kalmayı tercih ediyor. ‘Eğer sürekli beğenirsem ilgimi fazla belli ederim’ diyorlar. Sosyal medyada cool olmak, fazla görünmemekle ilgili. Aynı strateji profesyonel dünyada da geçerli. LinkedIn’de çalışan pek çok kişi, mesleki içerikleri takip ediyor ama yorum yapmaktan kaçınıyor. Fazla görünür olmanın onları rekabetçi iş ortamında zayıf göstereceğini düşünüyorlar. Ancak bu strateji sadece profesyoneller arasında değil. Ünlü isimler ve influencer’lar da dijital sessizliği kendi avantajlarına kullanıyor.
Örneğin, Hollywood yıldızı Zendaya, kişisel hayatına dair çok az paylaşım yaparak ve sosyal medyada uzun süre sessiz kalarak merak uyandırıyor. Instagram’da 180 milyondan fazla takipçisi olmasına rağmen, paylaşımlarını ayda bir veya daha seyrek yapıyor. Bunun sonucunda her paylaşımı büyük bir olay haline geliyor, etkileşim oranı katlanıyor. Aynı stratejiyi, Timothée Chalamet, Rihanna ve hatta Elon Musk gibi isimler de zaman zaman kullanıyor.
Bu tür stratejik görünmezlik, sıradan sosyal medya kullanıcıları arasında da yaygınlaşıyor. Özellikle TikTok ve Instagram’da “sessiz takipçilik” giderek artıyor. İnsanlar, beğeni yapmadan ya da yorum yazmadan içerik tüketerek, sosyal medya kimliklerini daha gizemli ve değerli hâle getirmeye çalışıyorlar.
Bu durum, sosyal psikolojide ‘Seçici Katılım İlkesi’ ile açıklanıyor. İnsan psikolojisi, nadir bulunan şeyleri daha değerli algılama eğilimindedir. Dijital dünyada da bu geçerli: Daha az paylaşım yapan kişiler, daha gizemli ve prestijli görülüyor.
Bu dönüşümü sadece bireysel tercihlere bağlamak yeterli mi? Algoritmalar da bu davranış değişiminde ne kadar etkili?
Sosyal medya platformları, kullanıcıları aktif etkileşimde bulunduklarında ödüllendirir. Örneğin, Instagram ve TikTok, bir içeriği beğendiğinizde benzer içerikleri daha fazla göstermeye başlar. Ancak son yıllarda, kullanıcılar algoritmaların kendilerini belirli bir içerik balonuna hapsetmesini bilinçli olarak engellemeye çalışıyor.
Bir içerikle ne kadar çok etkileşime geçerseniz, platform size o kadar benzer içerik sunuyor.
Ancak “görülüyor ama tepki vermiyor” olmak, algoritmaların öngörülebilirliğini bozarak daha çeşitli içeriklerle karşılaşmanızı sağlıyor.

Bu nedenle, birçok kullanıcı bilinçli olarak etkileşimden kaçınıyor. Böylece hem sosyal medyada statü kazanıyor hem de içerik balonuna sıkışmamış oluyorlar.

Öte yandan, platformlar bu pasif gözlemcilik eğilimini tespit etmek için yeni analiz araçları geliştiriyor. Örneğin, LinkedIn ve Instagram’da “hikâyeyi kimlerin gördüğü” bilgisi, yalnızca etkileşim değil, izleme davranışlarını da ölçmeye yönelik bir adım.

Bu noktada önemli bir çelişki doğuyor:
Algoritma açısından: Etkileşim azaldıkça içerik değersizleşir.
Kullanıcı açısından: Etkileşimden kaçınmak statü göstergesidir.

Bu çelişki, dijital dünyanın görünmez ama güçlü bir gerilimini yaratıyor.
Görünmezlik, Gerçekten Bir Güç mü?
Bugünün dijital dünyasında “aktif olmamak” da artık bir strateji haline geldi. İnsanlar, beğeni veya paylaşım yapmadan da içerikleri tüketiyor, ancak varlıklarını hissettirmemeyi tercih ediyorlar.
Peki bu gerçekten bireysel bir tercih mi, yoksa dijital çağın yeni bir sosyal baskısı mı?
Araştırmalar, sosyal medyada pasif kalan kişilerin aslında daha fazla psikolojik baskı hissettiğini gösteriyor. Huang & Su (2018) tarafından yapılan bir çalışma, “gizli gözlemciliğin” sosyal kaygıyı artırdığını ve bireylerin dışlanma korkusuyla etkileşimden kaçındığını ortaya koyuyor.
Bu durum “Fear of Missing Out” (FOMO) ile “Joy of Missing Out” (JOMO) arasında sıkışan bir dijital ruh haline işaret ediyor.
FOMO: İnsanlar sosyal medyada sürekli bir şeyleri kaçırmaktan korkuyor, ancak etkileşime geçmek istemiyor.
JOMO: Görünmez olmak bir özgürlük gibi sunulsa da aslında bireyleri yalnızlığa itebiliyor.
Örneğin, X (eski adıyla Twitter) CEO’su Elon Musk, bazı hesapların sadece belirli paylaşımlara erişim sağladığını, hatta içeriklerin beğeni yapmadan görüntülendiğini fark ettiğini açıklamıştı. Bu da gösteriyor ki, “görünmez olmak” aslında tamamen görünmez değil – aksine, algoritmalar tarafından ölçülmeye devam eden bir davranış.
Dijital Sessizlik Gerçekten Bir Seçim mi, Yoksa Kaçınılmaz Bir Dönüşüm mü?
Geldiğimiz noktada herkes sessiz olmaya çalışıyor. Ama akla şu sorular geliyor:
Eğer herkes görünmez olursa, kim gerçekten etkili olacak?
Sessiz kalmak gerçekten güçlü olmak mı, yoksa algoritmaların bizi içine çektiği bir oyun mu?
Sosyal medya, görünürlük üzerine kuruluysa, neden insanlar artık görünmemeyi seçiyor?

Belki de gelecekte, sosyal medya statüsünün en büyük göstergesi tamamen sessiz kalmak olacak. Ama o zaman da akla şu soru gelecek: Eğer herkes sessizse, kimin sesi duyulacak?

Bu noktada, dijital sessizliğin gerçekten bireysel bir özgürlük mü yoksa teknoloji tarafından şekillendirilmiş bir yanılsama mı olduğunu daha iyi anlamak için bazı eserler dikkat çekici içgörüler sunuyor.
* Fake Famous (2021), Günümüz sosyal medya dünyasında popülerliğin ve statünün nasıl yapay bir şekilde inşa edildiğini gözler önüne seren bir deney belgeseli. Dijital dünyada görünmez kalmak mı, yoksa dikkat çekmek için sahte bir kimlik yaratmak mı daha avantajlı?

* Lo and Behold: Reveries of the Connected World (2016) – Werner Herzog, İnternetin ve dijitalleşmenin insan psikolojisi üzerindeki etkilerini araştıran bir belgesel. Sosyal medyada görünmez kalma eğilimimizin aslında modern teknolojinin nasıl evrildiğiyle bağlantılı olup olmadığını sorguluyor.
Dijital dünyanın sessizleşen bireyleri üzerine düşünmek isteyenler için ise şu iki kitap önemli birer kaynak sunuyor:
* The Age of Surveillance Capitalism – Shoshana Zuboff, Dijital çağda her hareketimizin izlendiği ve analiz edildiği bir dünyada, stratejik olarak sessiz kalmanın bizi gerçekten özgürleştirip özgürleştirmediğini tartışan kapsamlı bir eser
* Silence: In the Age of Noise – Erling Kagge, sessizliğin modern dünyada bir güç mü yoksa bir kaçış mı olduğunu ele alıyor. Sosyal medya sessizliği ile bireysel ve toplumsal anlamda sessiz kalmanın psikolojik boyutlarını inceliyor.

REKLAM ALANI
Güncel Konular
Namaz Vakitleri
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
 
İMSAK
GÜNEŞ
ÖĞLE
İKİNDİ
AKŞAM
YATSI
Güncel Konular TÜMÜ
timbir - birlik haber ajansi