Isparta-BHA
Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Recep Dinçer konuyla ilgili şu bilgileri aktardı;
Herkesin omurgasının doğal eğrilikleri bulunmaktadır. Yandan bakıldığında, üst sırtta hafif bir kamburluk bulunurken, alt omurgada lordoz dediğimiz hafif bir çukurluk bulunur. Arkadan bakıldığında omurgamız normalde düz görünür ancak bazı kişilerde bir yandan diğer yana kıvrılan ve dönen çıkıntılar vardır. İşte bu sağa veya sola olan eğrilik durumuna skolyoz denir. Skolyozu röntgende genellikle ‘S’ veya ‘C’ şeklinde görürüz. Röntgende yapılan ölçümlerde bu eğrilikler 100 ve üzerindeyse bu skolyoz olarak tanımlanır. Toplumda %3-4 oranında görülmektedir. İdiopatik (sebebi bilinmeyen) skolyoz çocukluk çağında hem kızlarda hem de erkeklerde eşit oranda görülürken ergenlik çağında kızlarda erkeklere göre 8-10 kat daha fazla görülür.
Ergenlik dönemi skolyozunda genellikle ağrı, bacaklarda güçsüzlük veya uyuşma gibi nörolojik işlev bozuklukları veya solunum problemleri (nefes darlığı) görülmez. Çoğu hastada herhangi bir semptom görülmez. Şüphelenilmesi gereken durumlara baktığımızda;
• Bir omuz diğerinden daha yüksekse,
• Boyun kısmında asimetri varsa,
• Başın vücuda göre ortalanmamış görünümü varsa,
• Bir kalça diğerine göre daha çıkıntılı görünüyorsa,
• Kaburgalarda belirginleşme varsa,
• Sırt ağrısı ve rahatsızlık oluyorsa,
• Öne eğilirken, sırtın iki tarafının farklı yüksekliklerde olduğu görünümü varsa skolyozdan şüphelenmek gerekir.
Skolyoz tanısı fizik muayene, aile öyküsü ve tüm vücut röntgeni çekilmesiyle konulur. Röntgende eğriliğin ölçülmesiyle skolyozun derecesi belirlenir.
Skolyozunuz için en iyi tedaviyi seçmek için çeşitli faktörlere bakıyoruz. Bu faktörler eğrinin boyutunu, eğrinin omurgadaki yerini, hasta yaşını ve hastanın omurgasında ne kadar büyüme kaldığını içerir. Çocuk hala büyüyorsa, bu tedavi seçeneklerini etkileyecektir. Her bir çocuğun ihtiyacına göre bireyselleştirilmiş tedavi öneriyoruz.
İskelet olgunlaşması tamamlanan hafif skolyozu olan çoğu hasta, normal bir yaşam sürdüreceklerinden emin olabilir. Skolyozlu hastalar için spor da dahil olmak üzere aktivite konusunda belirli bir sınırlama yoktur. Daha belirgin eğriliği olan (45-50 dereceden büyük) hastalar için, bu eğriliğin yetişkinlikte bile kötüleşmeye devam etme olasılığı yüksektir.
Hastalarımızın röntgenlerinde, iskeletin büyüme beklentisi ve eğriliğin büyüklüğünü tespit ettikten sonra hastaya özel bir tedavi programı belirliyoruz.
Burada en önemli faktör iskelet büyümesinin devam edip etmemesi ve eğriliğin büyüklüğüdür. Korsede öncelikli amaç eğriliğin ilerlemesini durdurmaktır.
Korse ile birlikte veya tek başına Skolyoza Özgü Egzersizler (PSSE) öneriyoruz.
İlerlemesi devam eden eğriliklerde ve hala beklenen iskelet büyümesi yüksek olan 40 derece ve üzerindeki eğriliklerde cerrahi öneriyoruz.
Cerrahi tedavi konusunda, hangi tedavi uygulanacağı noktasında hastalarımızı ayrıntılı şekilde Süleyman Demirel Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Polikliniği’nde bilgilendiriyoruz.