Hepimiz “timsah gözyaşları” deyimini duymuşuzdur. Bu deyim, ağlayan kişinin aslında vicdan azabı çektiği, söylediklerinde samimi olmadığı, üzüntüsünün gerçeği yansıtmadığı, samimi olmadığı halde basit bir sempatiyi elde etmek için üzülmüş gibi yapıp, gözyaşı döktüğü anlamına gelmektedir…
öncelikle Timsah da ağlar mı? Timsahların gözyaşları var mı ? şeklinde soruların cevabını da bünyesinde barındırır…
Aslında doğrudur; Timsahlar gözyaşı üretirler. Bizim gözyaşlarımız olduğu gibi timsahların da gözyaşları vardır ve gözyaşı bezleri tarafından üretilir.
Göz kapağının arka kısmından bulunan, salgılanan proteinli bir sıvı üretir bu sıvıda gözü temizler.
Timsahların gözyaşı ürettiğini biliyoruz. Aslında timsahlar ağlamazlar, timsahların ağlaması bir efsanevi kavramdır. Bilinen şu ki; Timsahların sahte gözyaşları döktüğü tahmin ediliyor.
Çevremizde bazıları timsahların yaptığı gibi TİMSAH GÖZYAŞLARI döküyorlar. Gerçekle alakası olmayan, sadece kendi gibi basit şeylerle sevinen, tatmin olan kişiliklerdir.
Peki, böyle davranışlara neden gereksinim duyarlar? Nedeni şudur:
yaşantısında başarılı olamamış, toplumdan soyutlanmış, içlerinde gerçeğe aç insanlar bir şekilde gelişen bazı durumlardan kendine pay çıkarırlar… Halbuki bunun böyle olmadığını başkaları gibi onlarda çok iyi bilirler, fakat yine de yaparlar. Ama yine de basitliklere tevessül ederler. Buna sosyolojide karekteri gelişmemiş, karekter boşluğu da denilir.
Tavsiyemdir;
hepiniz bilirsiniz; Sosyal yaşamın mağduru fakat, özgür yaşama örnek teşkil eden yaşantılarıyla çevremizde olan gezginler vardır. ( doğu- güneydoğuda çingene de denilir) şöyle söylerler. ‘’ Biz herkese kirve deriz ama esas kirvemizi tanır, biliriz’’ Demem odur ki bizde kim kaç kilo ne kadar cürmü var biliriz. Onun için meydanlarda başka başka sebeplerden meydana gelen gelişmelere ‘ben yaptım’ , ‘ben bilirim’, gibi haksız, kifayetsiz kılıflara girselerde ben dahil herkes gerçeği görür, bilir… Saygımlarım…
Kemal Kutlu