Tahsin KEMER – Gurbetelli YALÇIN / ANKARA – BHA
Trabzonspor’un eski teknik direktörlerinden Sadi Tekelioğlu, Birlik Haber Ajansı’na konuştu. BHA SPOR Müdürü Tahsin Kemer’e özel röportaj veren Tekelioğlu, Trabzonspor’un son durumu ve teknik direktörlük yaptığı dönemle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tekelioğlu, Fenerbahçe, alt yapı, İsmail Yüksek’in transfer süreci ve 1959 öncesi şampiyonluklar ile ilgili sorulara samimiyetle yanıt verdi.
Trabzonspor‘daki yeni yapılanma hakkında konuşan Sadi Tekelioğlu, “Trabzonspor’da yeni yapılanma değil yeni kandırma var. Yeni yapılanma şöyle olur; Türkiye’nin ve Avrupa’nın her tarafını tararsınız ve genç oyunculardan oluşan bir takım kurarsınız, borcu azaltmaya çalışırsınız, stadyum isim hakkından gelen parayı borca yatırırsınız, kulübü düzlüğe çıkarmak için bir adım atarsınız herkeste bunu destekler, dolayısıyla bizde destekleriz. Ama böyle bir uygulama yok halen 3-4 milyon euro bonservisi olan oyuncuların peşinde koşuyorsun. Maxi Gomez’i ve Bartra’yı dünyanın parası verdik. Maxi Gomez’i bedava kiralık verdik. Satın alma opsiyonu ile İspanya’nın takımına Cadiz’e kiralık verilmiş. O verilen paralar nasıl geri alınacak mümkün değil. Trabzonspor’un şu anda hiçbir yeni yapılanma gibi bir süreç yok. Yeni yapılanma olsa kaybedilen maçtan sonra hoca tarafından 5 tane daha yeni oyuncu istenmez. Bu yeni yapılanma değildir. Yeni yapılanma olsa her maçta mağlubiyete göre transfer devam etse Rize mağlubiyetinin ardından 3 kişi daha almamız lazım. Kasımpaşa ile berabere kaldık 2 kişi daha almamız lazım. Transfer devam etsin sil baştan yapılanalım, böyle bir yapılanma olmaz. Yapılanma bir planı programı açıklarsın, kimse bizden şampiyonluk beklemesin. Biz isim sponsoru olarak stadyumdan aldığımız parayı borca yatırdık. Borcumuzu iki kat aşağıya çektik. Borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Bardhi’yi, Maxi Gomez’i ve santrafor Umut’u da satacağız. Para ederse Trezeguet’i de geri göndereceğiz. Bunların yerine elimizde mevcut kadroyu koruyup, yarışacağız. Ligi ikinci ile yedinci sıra arasında bitirmeye çalışacağız. Ekonomik olarak düzlüğe çıkacağız. Birçok genç yeteneğimizin önünü açacağız. Biz iki sene sonra borçsuz bir kulüp haline geleceğiz denmesi gerekiyor. Çünkü bu devran böyle gitmez bu paralar büyük meblağlar” dedi.
Trabzonspor‘un şampiyonluk şansını değerlendiren Tekelioğlu, “İki sene önce şampiyon olduk, gençlik uzun zamandır şampiyonluk yaşamamıştı. Gençliğe bunu hediye ettik. Bu işin peşine gidip zorlaştırmanın bir manası yok ama maalesef bugünkü başkan, o günkü asbaşkan aynı o yapılan süreçteki bu yanlışlara ortak olmuştur. Şampiyon olan takıma 13 tane yeni transfer yapmıştır. Ekuban gibi çok önemli bir oyuncuyu göndermişlerdir. Adana Demirspor’a giden 19 yaşındaki Yusuf Sarı yerine 34 yaşındaki Visca’yı 3,5 milyon euroya aldık. Geldi önce sağ omzu gitti şimdi diğeri gitti, Trezeguet’i aldık onun kaburgası gitti. Bonservis bedeli ödediğin yaşlı oyuncularda bu sıkıntıyı çekersen düzlüğe çıkmamız mümkün değil. Şu an kulübün herhangi bir planlaması yok. Sadece önce yönetim kendini kurtarmaya çalışıyor. Hocada kendini kurtarmak için transfer talep ediyor. Kulüp her geçen gün biraz daha borçlanacak. Biraz daha batağa gidecek. Takviye yapsanız da bu takım şampiyon olamaz. Şampiyonluğa da oynayamaz” diye konuştu.
Trabzosnpor’da alt yapıdan A Takım Teknik Direktörlüğüne getirildiği süreci ve sonrasını anlatan Tekelioğlu şunları söyledi:
“Trabzonspor’a kırgınlığım var. Benim Trabzonspor’da verdiğim hizmet 15 yıl diyelim. 15 yılda ekonomik olarak benim kazandığım parayı şu anda Trabzonspor’un yardımcı antrenörü 1 yılda kazanıyor. Biz bilmezdik ki ne alacağız, ne vereceğiz. Ne maaş biliriz, ne sözleşme biliriz. Biz imza atarız bitti, o kadar. Ne yazıyor bilmeyiz para veriyorlarsa alırız, vermezlerse almayız. Ben Trabzonspor’un alt yapısını çalıştırırken 1461’in altyapı sorumlusuydum. Aynı zamanda Trabzonspor Teknik Direktörü ve Trabzonspor altyapı sorumlusuydum. Üç ay bu ünvan ile çalıştım. O zaman altyapıdaki maaşım 12 bin 500 liraydı. A takımda dahil sezon sonuna kadar bu parayı aldım. Para verdiler almadım. Dedim zaten kulübün alt yapısının antrenörüyüm. Almadım da bunu şöyle düşünün bayramda harçlık istemeye gidersin istemem dersin ama verirler. Yani ben istemiyorum ama siz verin. Üç ay ben çalıştım bu A takımla, benden önce Ersun ve Şota dünyayı aldı. Benden sonra gelen Hami de keza öyle. O dönem alt yapıyı çalıştıran antrenör 20 bin lira alıyor. Benim mukaveleyi düzenlemediler. Sonra beni federasyondan aradılar hocam ayıp oluyor dediler. O dönem 1461 Trabzon 2. Lig’de dediler ki doğrusunu yazın Trabzonspor vergi mi kaçırıyor? Ben de dedim ki kardeşim aldığım bu açın bakın.”
Trabzonspor alt yapısından çıkan oyuncu sayısındaki düşüşün nedenini Tekelioğlu şu sözlerle anlattı:
“Esas kırgınlığım ekonomik olarak değil. Kırgınlığım yaptığım hizmetle ilgili, Trabzonspor’a son dönemde gelen yönetimler, başkanlar kulübün sahibi olduğunu zannediyor. Sen kulübün sahibi değil kulübün yöneticisisin. Gideceksin başkası gelecek. Ona göre geliyorlar bu benim adamım bu gelsin diyorlar. Alt yapıda beş kategori olmak üzere 35 tane antrenör var. Liyakat isteyen bir yere adamcılıkla antrenörlük getiriyorlar. Son 6,7 yıldır oyuncu çıkmıyor. Böyle giderse 16 yıl oyuncu çıkmaz. Benimle çıkacak diye bir gaye de yok.”
Son dönemde teknik adamların alt yapıya yeterince önem vermediğinin altını çizen Tekelioğlu, “Bu iş çığırından çıktı gelen antrenörler kendi başarısını ispatlamak için kısa dönemde başarısını göstermek için hazır oyuncu istiyor. Dolayısıyla adam Trabzonlunun kara kaşına kara gözüne hasret değil gelip başarılı olmayı başarılı olduktan sonra kendine başka takımlarda yer açmayı başka ülkelere transfer yapmayı düşündüğü için buraya geliyor ve altyapı oyuncularına bakmıyor. Söylüyorsun bir yere kadar ne zaman ki Ersun hoca döneminde Mertcan vardı, Şenol Hoca döneminde Hasan Ahmet sarı vardı söyledik kısa dönemler olsa da bunlara şans verildi. Ne zaman ki Şota ayrıldı biz işin başına geldik, geldiğim gün 13 oyuncuyu alt yapıdan aldım ve A takım idmanına taşıdım. O süreçte hem altyapı sorumlusu hem de teknik direktör olduğum için 11 tane oyuncu çıktı. Onlardan mesela isimleri sayılmayanlar var şu anda İstanbulspor’da Mehmet Yeşil var takım kaptanı, Melih var İstanbulspor’da oynuyordu şu an Eyüpspor’da Cafer, Abdülkadir, Yusuf, Uğurcan, Hüseyin, Serkan vardı ama bunlar kısa kısa oynadığı için gündeme gelmedi. Onların kısalığından sonra bizim ömrümüz kısa oldu. Üç ay sonra ayrılmak zorunda kaldım. Devam etseydim arkası gelecekti. Abdulkadir, Yusuf, Uğurcan gibi Üç oyuncu değil belki de 13 oyuncu gelecekti. O hem bizim şansızlığımız hem kulübün şansızlığı o dönemki başkan ve yönetimin bakış açısıydı. Bizden sonra Hami’yi getirdiler. O da Trabzonspor’un efsane oyuncularından o da bir şeyler yapmaya çalıştı ama olmadı. Geldiğimiz son durum itibari ile 7, 8 yıldır alt yapıdan oyuncu gelmiyor” açıklamasında bulundu.
Fenerbahçe‘nin Arda Güler’in transferinden kazandığı bonservis ile yaptığı transferlerin yanlış olduğunu belirten Sadi Tekelioğlu, “Bizim ülkemize Fenerbahçe 38 yaşındaki Edin Dzeko’yu getiriyor ve ondan medet umuyor. Bunlar günü kurtarmak için yapılıyor. Fenerbahçe, Edin Dzeko’ya harcadığı parayı 40 yılda belki altyapıya harcamamıştır. Fenerbahçe taraftarı olsam çok üzülürdüm aynı şey Trabzonspor’da olsa hayat boyu unutamazdım. 19 yaşındaki oyuncuyu sat onun parasını 37 yaşındaki oyuncuya ver. Bu inanılmaz bir çelişki. Arda Güler para için satıldı denildi ama aldım parayı öbür tarafa verdin. Son derece yanlış ve bu oyuncular geçici yani aldığı oyuncular 35,37 yaşlarında oyuncular” dedi.
Tekelioğlu, Fenerbahçe’nin kazandığı bonservis gelirlerini 35, 36 yaşındaki oyunculara değilde altyapıya harcamaları gerektirdiğini ifade ederek, “Alıyoruz Avrupa’ya giden geri geliyor. Bunlar yanlış uygulamalar. Arda Güler’e yazık ettiler o parayla Fenerbahçe yatırım yapsaydı ve alt yapıya yeniden bir tesis kuracağım, ülkeyi tarayıp genç oyuncuları bulacağım deseydi daha iyi olurdu. Yeniden Türkiye ligini tarayacağım genç oyuncuları bulacağım Arda bir tesadüftü Fenerbahçe altyapısında değil Gençlerbirliği‘nden gelmiştir böyle oyuncular bulsun diye diğer kulüpleri destekleyeceğim diyebilirdi. Tam tersi gittiler Arda Güler ‘den aldıkları parayı 35, 36 yaşında adamlara yatırdılar. Türk futbolu ve Fenerbahçe adına çok büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Bu Fenerbahçe’yi değil Ali Koç’u kurtarma operasyonudur” ifadelerini kullandı.
İsmail Yüksek’in Fenerbahçe’ye transfer sürecini anlatan Tekelioğlu, “Trabzonspor, Nevşehir- Gölcük maçını izlemeye gitti. Giden arkadaşlar işte beğendik bir bakalım gidelim konuşalım falan deyince o süreç geçiyor oyuncunun yeteneği duyuluyor. Başka takımlarda var devrede Sadi Hoca bunu önermişse bu oyuncu iyidir falan deniliyor. Sakarya sporda çalıştığımız dönem futbol oynamış şu an ise menajerlik yapan bir kardeşimiz Erdinç Şehit var. O geldi benimle konuştu. Bana hocam bu oyuncuyu Fenerbahçe’ye söylesem sana ayıp olur mu dedi ben de Trabzonspor’a söyleyeli bir ay oldu halen bir ses yok dedim. Ben de çocuğun istikbali için yapabilirsem biz de katkı verebiliriz dedim. Ben bu çocuğun her şeyine kefilim sen istersen seyredebilirsin ama beni referans gösterebilirsin dedim. Fenerbahçe, Sadi Hoca bunu Trabzon’a önerdiyse iyi oyuncudur demiş ve Fenerbahçe oyuncuyu bu şekilde transfer etti. Trabzonspor, görerek almadığı halde Fenerbahçe görmeden aldı. Bu da hem memleketim hem de kendi adıma Üzüntü duyduğum bir meseledir. Trabzonspor tarihindeki bütün genç oyuncularda imzamız vardır. Bulmuşuzdur, transfer etmişizdir ya da oynatmışızdır. Hepsinde katkımız olmasına rağmen dışarıda kaldığımız için bu süreç öyle gelişti. Yönetimler birbirine muhalif olabilir ama hocaların hocalara muhalif olması burada çok yanlış. Bizim ismimizin olması bizim oyuncuyu tavsiye etmemiz onları rahatsız etti. Oyuncu oradan Fenerbahçe’ye gitti belki de Avrupa’ya gidecek” şeklinde konuştu.
İsmail Yüksek’in Fenerbahçe kariyerini değerlendiren Sadi Tekelioğlu, Jorge Jesus’un şans verdiğini ama Türk hocalar vermediğini belirterek, “İsmail 3. Lig’de oynarken 18 yaşında Fenerbahçe’ye gitti. O dönem büyük gündem oldu Trabzon’un elinden aldılar gitti diye. O dönem benden birkaç röportaj isteyen yer oldu Haldun Domaç’la yaptığım röportajda o zaman dedim ki Fenerbahçe’de oynar. O da hocam üçüncü Lig’de oynayan Gölcükspor neresi Fenerbahçe neresi dedim ki böyle düşündüğümüz için oyuncu çıkmıyor. Oyuncu yetenekli olduğu için oynar. İsmail’i tarttım bir içtim boyu, fiziği, hızı neyse bugün futbolun talep ettiği özelliklerle beraber Fenerbahçe’de oynar dedim. Hocam dedi biraz abartılı gibi falan dedi. Benim abartmadığımı Türk antrenörler ispat edemedi Jorge Jesus ispat etti. Geldi idmana çıktı baktı, formayı verdi. Yabancı antrenörün en iyi tarafı bu. Biz de ise oyuncunun pasaportuna bakarım diyorlar. Avrupalı da böyle bir şey yok. Öyle olmadığı için 17 yaşında alıp 100 milyon euro‘ya satıyorlar. Bir tane Türkiye’de 40 milyona ulaşan bir oyuncu yetiştiremedik. İsmail önce Balıkesir’e verdiler yine Türk antrenörleri orda da oynatmadı. Geri geldi gene kiralık gitti orda da oynayamadı. İsmail’e bu süreç içerisinde organ nakli yapılıyor da teknik nakli yapılıyor da 6 ayda bu hale geldi. Hiçbir alakası yok sadece şans verildi. Genç oyuncuların idmana değil maça çıkmaya ihtiyaçları var. İsmail de maça çıkma ihtiyacını duyduğu hocada onu sahaya koydu, Türkiye’nin gündemine oturdu. Bana göre o yaş grubunun Türkiye’deki en yetenekli oyuncusu. Avrupa’da da ses getirebilir. Ben onu ilk gördüğüm zaman hemen uzatmadan Trabzonspor’u aradım. dedim burada öyle bir oyuncu var hemen alın dedim. Kendi memleketimiz hainlik yapamayız Trabzonspor varken başka takım zaten gündemde yoktu. Çünkü oyuncuyu anlayana kadar sezon geçer. Bu işlerde yetenek işi orada mütevazi olmayacağım gördün mü yakalayacaksın. Biraz daha müsaade edeyim dersen adam elden kaçar. İsmail yüksek çok yetenekli bir oyuncu burada Jorge Jesus’a ondan önce Emre Belözoğlu’na teşekkür etmek lazım. Bunu İsmail adına söylüyorum Trabzon adına üzgünüm ama Emre hiç seyretmeden benim referansımla aldı” ifadelerini kullandı.
Sadi Tekelioğlu, 1959 öncesi şampiyonluklar ile ilgili ise şunları söyledi:
“1959’a kadar İstanbul Ligi’nde kendi arasında oynamış. Biz de Trabzon da oynadık. Samsunlular da Bursalılar da kendi aralarında oynadılar. Böyle bir lig 59’da kurulmuş profesyonel olarak. 59’dan öncesi oynanan Türkiye amatör Ligi gibi oynanan bir lig. Bugün mü aklınıza geldi 59 yılı 20 yıl önce niye gelmedi 1960 yılında neden demediniz. Ona bakarsan Trabzonspor’da aklı İdmanocağı Türkiye şampiyonu oldu. İdmanocağı’nın kuruluşunda olan takımlar var. Böyle bir şey yok mümkün değil yani. Türkiye 1. Futbol Ligi 1959’da tescil edilmiş. Ali Koç, başkanlık dönemindeki başarısızlığı bununla kapatmaya çalışıyor. Ama sıkıntı şu Ali Koç’tan önce Aziz Yıldırım başkan değil miydi? Ali Şen, Emin Can Kurtaran vardı. Neden onlar böyle bir şeye başvurmadı peki? Sen Ali Koç olarak Fenerbahçe’yi şampiyon yapmaya geldin geçmiş şampiyonlukları almaya değil.”