enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,7402
EURO
36,5608
ALTIN
2.955,42
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adıyaman
Çok Bulutlu
11°C
Adıyaman
11°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Çok Bulutlu
11°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
14°C
Cuma Parçalı Bulutlu
14°C
Cumartesi Çok Bulutlu
14°C

Uzmanı uyardı: Her boğaz ağrısı enfeksiyon kaynaklı olmayabilir

Uzmanı uyardı: Her boğaz ağrısı enfeksiyon kaynaklı olmayabilir
REKLAM ALANI

Boğaz ağrısının enfeksiyon kaynaklı olmadığını belirten Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, Covid-19 ya da başka bir viral üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmiş, boynun ön tarafında belirgin olmak üzere kulağa vuran ve yutkunmakla artan boğaz ağrısı, ateş-eklem ağrıları gibi gribal semptomları olan hastaların araştırılması gerektiğini söyledi.

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, bu durumun hem bu ağrılı dönemin rahat geçirilebilmesi hem de tiroid fonksiyonlarındaki dengesizliğin yakın takibi açısından erken tanı ve tedavinin önemine işaret etti.
Subakut tiroidit geçiren kişilerde bu hastalığın zaman içinde tekrarlayabildiğini söyleyen Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, hastaların yüzde 10 kadarında kalıcı hipotiroidi görülebileceğine işaret etti.
Hastalığın kesin nedeni bilinmiyor
Subakut tiroiditin kesin nedeninin bilinmediğini vurgulayan Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, bununla birlikte viral enfeksiyonların tiroid bezi hücrelerinde yarattığı, kendini sınırlayan bir iltihaplanmanın geliştiğinin de düşünüldüğünü belirtti. Bu tablonun her viral enfeksiyon geçirende değil de bazı duyarlı kişilerde ortaya çıkmasının altta genetik yatkınlıklara işaret ettiğini belirten Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, bu sonucun yapılan araştırmalarla da ortaya konduğunu söyledi.
En önemli bulgu yutkunmayla birlikte şiddeti artan ağrı
Ağrılı tiroiditin genç erişkin ve orta yaşlarda daha sık görüldüğünü, yaşla birlikte sıklığının azaldığını söyleyen Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, kadınlarda görülme sıklığının da erkeklere göre 3,5-4 kat daha fazla olduğunu anlattı.
Hastaların daha çok boyunda, tiroid bezi üzerinde yutkunmakla artan şiddetli ağrı şikâyetiyle geldiklerini anlatan Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, belirtilerle ilgili şu bilgileri verdi:
“Hastaların öykülerine baktığımızda genellikle 2-8 hafta önce geçirilmiş viral bir üst solunum yolu enfeksiyonu yaşadıklarını görüyoruz. Boyun bölgesindeki ağrı ise boynun bir tarafından başlar ve günler içinde diğer tarafı da etkiler; üst boyun, çene ve kulaklara yayılabilir. Bu ağrıyla birlikte yorgunluk, kas ve eklem ağrıları ve ateş gibi grip benzeri semptomlar da sık görülür. Hastalarda ayrıca tiroid bezi etkilenmesi nedeniyle kilo kaybı, ellerde titreme, çarpıntı gibi tiroidin çok çalışmasına ait bulgular da saptanabilir.”
Subakut tiroiditin en belirgin bulgusunun kulağa vuran ve yutkunmakla artan boyun ağrısı olmakla birlikte, ateş, kas-eklem ağrıları gibi şikayetlerin de görülebileceğini söyleyen Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, “Bulgular, üst solunum yolu enfeksiyonlarına benzediği için hastalar zaten yakın dönemde bu enfeksiyonu geçirdiğinden, enfeksiyonlarının uzadığını düşünüp genellikle antibiyotik gibi subakut tiroiditte işe yaramayan tedaviler alabiliyor. Bu da hastaların asıl tedavilerinin gecikmesine ve daha da önemlisi şikayetlerinin gerilememesine neden olabilmektedir” şeklinde konuştu.
Hastaların yaşadığı şiddetli ağrı nedeniyle acil servise başvurmak durumunda kalabildiklerini söyleyen Doç. Dr. Özlem Haliloğlu, tedavi yaklaşımı konusunda şu bilgileri verdi:
“Subakut tiroidit geçiren hastaların ciddi semptomlar nedeniyle rutin işlerini yapamaz hale geldikleri için dinlenmeleri gerekir. Bu nedenle semptomların erken ve doğru tedavisi çok önemlidir. İstirahat ile birlikte Non-steroid anti-inflamatuvar ilaçların (kuvvetli ağrı kesiciler) birlikte kullanımı şikâyetleri oldukça rahatlatır. Doğru dozda non-steroid anti-inflamatuvar ilaçlarla birkaç gün içinde yeterli ağrı yanıtı alınmayan hastalarda kortikosteroid içeren tedavilere geçiş yapılabilir. Subakut tiroidit hastalarında kortikosteroidlere yanıt çok belirgindir, hastanın çok hızlı şekilde ağrısı geriler, genel durumu düzelir. Hipertiroidi ile ilişkili çarpıntı, el titremesi gibi şikayetleri baskın olan hastalarda kısa dönemli çarpıntı giderici ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca hastalığın hipotiroidi fazında bazı hastalarda tiroid hormonu kullanması gerekebilir. Subakut tiroiditte tiroid hormon dengesizlikleri sıklıkla görüldüğü için hastaların yakından takipleri gereklidir.”
Covid-19 pandemisi öncesi subakut tiroidit vakalarını daha sıklıkla ilkbahar ve sonbahar döneminde gözlemlerken, pandemi ile birlikte tüm dünyada, mevsimsel değişim olmaksızın subakut tiroidit hasta sayısında çok ciddi artış saptandığına işaret eden Doç. Dr. Haliloğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Literatürde yayınlanan yeni ve çok sayıda hastanın değerlendirildiği bir derlemede; Covid-19 ilişkili subakut tiroiditin Covid dışı gelişen hastalıkla benzer klinik özellikler gösterdiği belirtilmiştir. İlginç olarak, sadece Covid-19 geçirenlere değil, Covid-19 aşısı sonrası da subakut tiroidit gelişebildiği görülmektedir. Aşı ilişkili subakut tiroidit, aşı sonrası birkaç saat ile birkaç hafta içinde görülebilir ve kliniği daha hafiftir bu nedenle aşı olunması için bir engel teşkil etmemektedir.”
REKLAM ALANI
timbir - birlik haber ajansi